Almanya’nın küçük bir şehrinde büyüyüp şehrin monotonluğundan sıkılan Arndt Roerig ve Marko Vidovic müzik ile ilgilenmeye karar verdiklerinde 20 senelik arkadaşlıklarının boyut değiştireceğinin farkındaydılar. 15 yaşında, o dönemin geleneklerine uyarak punk dünyasında isimlerini duyurmaya başlayıp zamanla kendilerini bir şekilde techno dünyasında buldular. Özellikle Amerika’daki elektronik müzik piyasasında ünleri taa milenyumun başına dayanan Tube & Berger‘ın Amerikalı Chrissie Hynde‘nin vokali eşliğinde çıkardıkları single’ları “Straight Ahead”, 2004 yılında Billboard Hot Dance Airplay listesinde zirveye çıkmıştır. Synth-pop özelliği de taşıyan bu single, Tube & Berger kariyerlerinin bir bakıma dönüm noktası olmuştur.
Değişimin ve sürekli dinamik kalmanın önemini her seferinde vurgulayan ikili, prodüksiyonlarında arkaplandaki ambient sesleri -ki bu dışarıdan gelen bir korna sesi ya da eski bir piyanonun çıkardığı ses bile olabilir- kullanarak canlı ve güncel sample’lar kullanmaya özen gösteriyorlar. 2013 yılının başlarında Suara aracılığıyla çıkardıkları “Imprint of Pleasure” adlı parçaları Beatport Tech House Top 100 listesinde yayın tarihinden dokuz ay sonra bile hala popülerliğini koruyabilmiştir. Ne kadar Suara, Great Stuff Recordings, Moonbootique, Trapez, Ministry of Sound gibi birçok plak şirketinden başarılı single ve EP’ler çıkarmış olsalar da en büyük ve global başarılarını arkadaşları ve meslektaşları Juliet Sikora ile kurdukları plak şirketi “Kitball Records” ile kazanmışlardır.
Tüm bunların yanında kendi plak şirketleri aracılığıyla “It began in Africa” adlı bir yardım projesi başlatarak Afrika’daki yardıma muhtaç çocuklara destek olmayı amaç edinip, “Free Tribe” adlı bir single çıkarmışlardır. “Free Tribe” çok kısa bir sürede Beatport listelerinde zirveye çıkmıştır. Neredeyse şirketin bütün sosyal medya, pazarlama gibi işlerini kendileri sürdürmeye çalışan Tube & Berger, yorucu geçirilen onca geceye rağmen hala stüdyoya vakit bulmaya çalışıp aralıksız bir şekilde prodüksiyon çalışmalarına devam ettiklerini her verdikleri röportajda anlatıyorlar.
Sekiz yıllık DJ’lik ve prodüksiyon çalışmalarının meyvesini 2012 yılında “INTROLUTION” adlı albümle veren başarılı duo, parçalarının her yerde çalınmasını umarak kariyer hayatlarında bir üst seviyeye daha çıkmışlardır. Daha birçok başarısına yer verilebilir ancak özellikle Türkiye’de 2013 yılında yetenekli mi yetenekli Juliet Sikora ile çıkardıkları “Come On Now (Set It Off)” ile daha da sevilmeye başlandıklarının garantisini rahatlıkla söyleyebilirim. 1984 yılında yayınlanan bir retro klasiği olan “Strafe-Set It Off” sample’ını kullanılarak ortaya çıkan parça dünya çapında “high-quality” track’lerden biri sayılmıştır. Müziği ince eleyip sık dokuyarak profesyonelliklerini kanıtlayan ikilinin “Straight Ahead” kadar popülerlik kazanan bu parçalarının Weiss, Christoph gibi birçok başarılı isim tarafından da remix’i bulunmaktadır.
Bunun dışında favorilerimden biri -ki sizin de sevdiğinize adım gibi eminim- NiCe7‘ın o çok sevdiğimiz “Time To Get Physical” parçalarına yaptıkları muhteşem remix. Vokal ve bass drop’ların karşılıklı bir uyumla dans ettiği hissini veren remix, Defected Records aracılığıyla çıktığı günden beri kulaklarımızın pasını silmekte.
Birçok festivalde defalarca kalabalığı coşturup, hafızalara kazınacak performanslar sergileyen Tube & Berger, en son 2014 yılında Kittball Records’tan arkadaşlarıyla çıkardıkları ve sadece üç parça barındıran “Entourage” adlı EP ile hala gündemde yer ediniyor. Bu bahsettiğim parçalardan en çok sevileni muhtemelen Ante Perry ortaklığıyla çıkardıkları “In The Shadows” olmalı, echo-vokal özelliği barındıran parça adeta dans pistlerinin favorilerinden biri olmayı hak kazanmışa benziyor. Bütün bunlara ek olarak Tiesto‘nun Amerikan radyo kanalı SiriusXM için yaptığı radyo şovuna düzenli olarak “Deeper Sessions” adı verdikleri mix’leriyle misafir de olduklarını göz önünde barındırırsak, ikilinin ciddi anlamda ünlerine ün kattığının su götürmez bir gerçek olduğunu kabul edebiliriz.
2015 yazı için çıkarmayı planladıkları ikinci stüdyo albümünün çalışmalarına başlayan Tube & Berger’ın, geçtiğimiz sene baharda indigo‘da kalbimizi nasıl pır pır ettirdiyse aynı şekilde önümüzdeki yaz tekrar İstanbul’a gelip ayaklarımızı yerden keseceği dedikoduları şimdiden etrafta dolaşmakta.