Her tanınan DJ gibi küçük yaşlarda müzik hayatına başlamış Amerikan asıllı Eric Estornel, hepimizin bildiği adıyla Maceo Plex ya da diğer lakabıyla Maetrik, günümüz müziğine yeni bir bakış açısı kazandırmış isimlerden biri aslında. 2000’li yıllara kadar her ne kadar çok fazla ses getirmemiş olsa da, aslında milenyumun gelişiyle ait olduğu sahnede saygı duyulan bir yere sahip olacağını o da biliyordu. Küçüklüğünden beri şehir şehir gezip değişik eğlence hayatlarının çoğunun tadına bakmış olan Maceo, artık günümüzde özellikle underground camiasında bilinen en baba müzik prodüktörlerinden biri.
Techno’ya yaptığı prodüksiyonlarla canlılık vermiş, parçalarında house, electro, funk gibi tarzları birbirine uyumla karıştırarak nasıl harmanlanabileceğinin örneklerini defalarca önümüze sermiştir. Peki merak edilen asıl soruya gelelim. Parçalarını nasıl bu kadar sert ve bir o kadar da duygusal yapabiliyor? Onun hakkında yazılan çoğu inceleme yazısında denildiği gibi, kalbinden geçenleri aklındakiler ,le birleştirip müziğe dökmekte gerçekten bir dahi.
2009’dan beri birçok yaptığı remix ve prodüksiyonlarla ses getiren Maceo’nunen çok bilinenler çalışmalarını hala gece gittiğimiz mekanlarda duyabiliyoruz. Bunlara güncel bir örnek vermek gerekirse, Norveçli müzik grubu Röyksopp’un müzik kariyerlerindeki son stüdyo albümünde yer alan “Sordid Affair” adlı parçaya geçtiğimiz senenin son çeyreğinde yaptığı remix. Parçanın zaten sahip olduğu derin ve manalı melodilerin bir kez daha üstünden geçip bize kısa süreli bir müzik hazzı yaşattığı gerçeğini kabul edebiliriz. Peki ya GusGus? Maceo’yu iyi bilenler “Crossfade” parçası için yaptığı remix’i de hemen akıllarına getiriyor olmalılar. İzlandik elektronik müziğe de el atarak yaptığı bu remix ile dans pistlerini tekrar ve tekrar yerinden oynatmıştır.
Daha birçok örnek verilebilse de, asıl bahsedilmesi ve defalarca övülmesi gereken “Conjure Series” adını verdiği seri olmalı. Kompakt, Drumcode gibi plak şirketleri aracılığıyla dört kez yayınlanan seride birçok parça hala çalınmakta ve sevilmekte. Bunlardan tahminen ve görüldüğü kadarıyla en çok ses getireni “Conjure Balearia” olarak bilinmekte. “Conjure Drama”, olaya ağırdan girerek ortamı yavaş yavaş ısıtmalara birebir ya da “Conjure Bass”, isminden de anlaşıldığı gibi ne kadar olayı “bass”’a indirgese de, asıl bahsettiğim olan parça yani “Conjure Balearia”, bütün serinin demirbaşı olup bize muhtemelen techno dünyasında dinleyip dinleyebileceğimiz en baba parçalardan birinin bu olduğunu girişteki kızgın, güçlü ve Maceo’nun da dediği gibi “bir anda ortaya çıkıp kaybolan” bir patlamayla kanıtlıyor.
Bu serinin diğer en dikkat çekenlerinden bir diğeri ise “cennette 7 dakika” heyecanını yaşatabilecek kıvamda olan “Conjure Dreams”
Hemen hemen eli değmiş bütün parçalarda profesyonelliğini ve mükemmeliyeti görebildiğimiz Maceo Plex, yapmış olduğu prodüksiyonlarıyla aldığı birçok ödülün (özellikle Resident Advisor aracılığıyla) hakkını verdiğini görmüş oluyoruz. Geçtiğimiz sene FG 93.7 sponsorluğunda garajistanbul’a geldiğinde onu dinleyenlerin aşina olduğu gibi canlı performanslarıyla başarısını defalarca kanıtladığını en basit örneğiyle Boiler Room/Berlin setini dinleyerek hissedebiliriz.