Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen One Love 13‘te Berlin Sahnesi‘nin açılışını yapan Vildan Gündüz, başarılı bir techno, tech house set ile karşımıza çıkmıştı. Yerli elektronik müzik sahnemizin sayısı az olan kadın figürleri arasında yerini alan Vildan Gündüz’ü daha yakından tanımak için kendisine merak ettiğimiz soruları sorduk. Bizim için Private Party serisine hazırladığı mixtape’i ve röportajı merak edenler aşağıya buyursun.
Taner T.: Uyumadan önceki son şarkın ve masanın üzerindeki küçük Vildan Gündüz fotoğrafı gülümseyerek sana bakıyor. Vildan Gündüz kimdir, bize biraz bahseder misin?
Vildan G.: Sakarya Üniversitesi Tasarım Bölümü mezunuyum ve bu seneye kadar Endüstri Ürünleri Tasarımcısı olarak çalıştım. Şu an ise özel bir şirketin müzik departmanında çalışıyorum. Halka açık mekanlarda yasal müzik yayını yapıyoruz ve ben bu mekanların playlist’lerini hazırlıyorum. İnsanlar farkında olmadan benim seçtiğim müzikleri dinliyor. Daha önceden de farkında olmadan benim tasarladığım ürünleri kullandıkları gibi… Uyumadan önce ve kitap okurken genelde ‘Are you Dreamer’ setimi dinliyorum. Sanırım yeni ve sakin bir set yapana kadar da onu dinlemeye devam edeceğim.
Taner T.: Müzik ile yeni şeyler bulmanın yanı sıra onun seni yakaladığı anlarda vardır. İlk ne zaman elektronik tabanlı bir müzik seni yakaladı?
Vildan G.: Aslında siz müziği yakalarsınız. Bazen bizim kaçtığımız tek şeydir. Elektronik müzik ise bir geçiş süreci… Biraz da farkında olup bilmekle alakalı. Bilmediğiniz bir şeyi dinlemek istemezsiniz. Ama elektronik müziğe ilk geçişim yaz tatilinde bir arkadaşımın bana Dave Seaman, Carl Craig gibi isimlerin bulunduğu bir set CD’si hediye etmesiyle başladı. 14 yasındaydım ve gerçekten bu setleri bulmak, bu isimleri takip etmek simdi ki gibi kolay değildi.
Taner T.: Kendi hayatımda dinlediğim müziklerdeki sert değişimler aynı zamanda etki/tepki olarak yaşadığım şeylerden de izler taşıyor. Müzikal hayatını bu şekilde parçalara ayırırsak şu an hangi evresindesin?
Vildan G.: Küçükken çok dışa dönük bir çocuk değildim her küçük çocuk gibi benim de bana ait bir dünyam vardı. Ben sadece müzik dinlerken o dünyanin içindeydim ve sanırım hala öyleyim. Biz değiştikçe müzikte değişiyor belki. Aslinda parçalara ayırmak pek mümkün değil ben hala her türden bana göre en iyi olanlarını dinliyorum. Fakat dinleyici evresinden çıktım artık ve kesinlikle üretme evresindeyim.
Taner T.: Geçtiğimiz günlerde One Love Festival’de ilk ciddi performansını sergiledin. Soundcloud hesabın bir çok farklı konseptte mixtape’i barındırmakta. Ülkemizde Dj etiketinin özensizce kullanıldığı şu zamanlarda kendini Dj olarak adlandırıyor musun?
Vildan G.: Evet benim DJ olarak ilk performansımdı. One Love gibi bir organizasyonda bu işe başlayarak zaten kendimce bir tarih yazdım. One Love’da her ne kadar erken bir saatte çıksam da benim için önemli bir deneyimdi. O saatte çok fazla dinleyici yoktu ama dinleyen çoğu kişi beni yakaladıkları yerde gelip performansımı çok beğendiklerini söyledi.
One Love’a kadar kimseye DJ’im ben demedim ki bu konuda Pioneer Akademi’den eğitimliyim. Sadece set yaptım ve kendime bir dinleyici kitlesi oluşturdum. Çoğu mekan gel çal dedi, kabul etmedim. Hatta birini kabul edeyim dedim ilk başlarda o heyecanla. Mekanı daha önceden görmemiştim, gittiğimde tam bir hayal kırıklığıydı. Ne mekan, ne de oradaki insanlar bu müziğe göre değildi. Çalmadım. Seçiciyim. Beni öyle arkada müzik çalsın biz de eğlenelim tarzındaki mekanlarda göremezsiniz. Ben sadece müzik dinlemek ve dans etmek için gelinen mekanlarda çalabilirim ve asla mekana göre çalmam. Kendi istediğimi çalamıyorsam bu işi yapmamın bir anlamı yok.
Ne yazık ki coğunluk DJ’im ben konseptiyle her yerde boy gösteriyor. Tabii bu onları ne kadar DJ yapar, bunu ayrıca oturup tartışmak lazım. Ben onlara Beatport Top 100 DJ’leri diyorum… Bir senaryoları yok, bir tarzları yok. En cok satılanın en iyi olduğunu düşünüyorlar ve Top 100’den 20 parça seçip set yapıyorlar ya da en iyi DJ’lerin setlerinin tracklist’lerinden alıyorlar parçalarını… Kolaycılar. Türkiye’de hala geniş ve gerçek bir dinleyici kitlesi yok. İnsanlar bilmiyorlar ve ne verirseniz alır konumundalar. Gerçek dinleyici kitlesi oluşana kadar Dj’im ben diyen arkadaşlar ortalıkta olacaklar. Bunun önüne geçemeyiz. Ama ülkede o kadar producer ve iyi DJ varken bunların piyasada olup önlerine gelen her mekanda ücretsiz iş olsun diye boy göstermesi hem dinleyici açısından kötü, hem de bunu hakkıyla yapıp geçimini bu işten sağlayan DJ’ler için kötü.
Taner T.: Bir DJ’in tüm kabalığı dans ettirmesi değil, aynı kalabalığın Dj’in yolunda hareket edebilmesi önemli bence. Vildan Gündüz’ün kabinde olduğu bir yolculukta nelere hazırlıklı olmalıyız?
Vildan G.: Kesinlikle haklısın. Benim çaldığım parçalar genelde isyankar, umursamaz, şımarık sound’lar. Benim gibi… Ben bunlara sevimli dark diyorum. Ben setleri yaparken kayboluyorum… Her parçada başka bir yerdeyim. Aldığım feedback’lere göre dinleyici de öyle onlar da bir şekilde kendi dünyalarında kayboluyor. Evet, bence bu iyi bir şey… Setin başına ben geldim parçası, sonuna ben gidiyorum parçası koyuyorum. Artık çalan müzikten arkadaşlarım benim setim olduğunu anlıyor. Bu noktaya 2 senede geldim. Dj’lik konusunda çok fazla iddialı olmasam da parça seçimi konusunda iddialıyım. Sırf bu yüzden bir kaç label’dan A&R’lik teklifi aldım.
Taner T.: Performansında kullandığın isim Vildan Gündüz olmasına rağmen yaptığın mixtape’lerde ‘eveflow’ daha vurgulu şekilde karşımıza çıkıyor. Bu ismin bir anlamı var mı?
Vildan G.: Bildiğin gibi yolun başındayım. Eveflow benim producer olarak kullanacağım isim ve gelecekteki markam. O yüzden şimdiden insanların kafasında bir yerde yerleştirmek için kullanıyorum. Sanırım bir sene sonra yeni parçalarım ile birlikte eveflow ismini daha ön planda duymaya başlayacaksınız.
Taner T.: Geçtiğimiz günlerde Monika Kruse bir festival için İstanbul’da performans sergiledi. Baktığımızda elektronik müzik sahnesi kadın sanatçıların sayısı bakımından oldukça geride. Bunun senin kariyerine olumlu/olumsuz bir etkisi olacağını düşünüyor musun?
Vildan G.: Kadın olarak herhangi bir zorluğunu yaşamadım açıkcası. Aksine sempatik buluyorlar. Tek şaşırdıkları nokta bu sound’un bu kız çocuğundan mı geliyor olması. Genelde bilmeyen dinleyicilerin tipimle orantılı bir summer sound, funky, disko, minimal beklentileri var…
Taner T.: Türkiye’deki elektronik müzik sahnesi hakkında düşüncelerin nelerdir? Hangi yöne doğru gidiyor sence?
Vildan G.: Son 5 seneye bakarsak yavaş ama gayet iyi ilerliyoruz. Festivaller ve bilinçli dinleyicilerle birlikte müzik bu ülkede iyi bir yere gidiyor. Sadece iyi olanları destek konusunda gerideyiz. Dünyaya açılamıyoruz. Bu konu gerçekten biraz can sıkıcı. Yurt dışından DJ getirmek yerine artık biz yurt dışına birilerini göndersek hiç fena olmaz diye düşünüyorum. Neden dünyadaki büyük festivallerin line up’larında birkaç Türk DJ göremiyoruz. Gördüklerimiz de zaten bu ülkede yaşamıyor. Bu bana çok saçma geliyor. Ülkede gerçeklesen büyük festivallerde bile Türkler hep arka planda. Bence bu konuda pazarlama eksiğimiz var.
Taner.T: Çok fazla uzağa gitmeden iki yıl sonra Vildan Gündüz’ü nasıl bir müzik kariyerinin içerisine yerleştirmek istersin?
Vildan G.: Su an sadece müziğe odaklanmış durumdayım. Emek ve zaman harcıyorum. Doğru bildiğim yoldan, doğru olani yaparak,doğru bir yerde olmayı planlıyorum.
Taner T.: Son olarak yakın tarihte seni yeniden dinleyebileceğimiz bir etkinlik var mı?
Vildan G.: Henüz bir etkilik yok ama olursa muhakkak duyarsınız.