Sydney-Avusturalya’lı şarkıcı/söz yazarı Marcus Gordon‘un akustik gitar ve folk şarkılardan oluşan solo projesi olarak başlayıp erkek kardeşi Liam Gordon‘un gitarını eline alması ardından baterist Nath Mansfield ve bass gitara Nic Malouf‘un da ekibe dahil olması ile kurulan Spookyland, yayınladıkları ilk EP’leri Rock And Roll Weakling ile Keşif Sahnesi’nin bu haftaki konuğu olmaya hak kazandı.

Şarkılarda bolca rastladığımız, Marcus’un küstah ve melankonik yorumuyla birleştiğinde ortaya pek şahane bir sonuç çıkartan reverb gitarların fazla kullanımının yeni yetme müzisyenlerin kaçış noktası olarak görülmesi ve kaliteyi düşürdüğü bariz olmasına rağmen, kendilerine has teknikleri ile folk müziğin americana, shoegaze ve  dark blues tonlarında gezdiği Spookyland,  dinleyiciye farklı bir ortam hazırlamış.

Daha en başta çocukluklarından bu yana dinledikleri Bob Dylan‘dan ne kadar etkilendiklerini açıkça göstermesinin ardından giderek daha eğlenceli bir hal alan ve aynı zamanda ikinci video kliplerini çektikleri “Rock And Roll Weakling” ile başlayan dört şarkılık EP’e sahipler. Marcus’un lisede dahil olduğu bir gruptan sözlerinin anlamsızca olduğunu belirttiği, ilkel bir enerji ve yalnızca riff’lerden ortaya çıkan “Blood In The Rain“, ikici dalga garage rock’ın en iyi isimlerinden Black Rebel Motorcycle havasıyla sizi yakalıyor. Sonrasında ilk single ve video klip çalışmaları “The Silly Fucking Thing“, prodüktörleri yardımıyla tabiri caizse daha “dreamy” hale getirilip günümüze uyarlanan altyapısıyla albümde yerini almış. Kendi kendine büyüyen ve diğer hepsinden çok farklı olmasıyla dikkat çeken, belki de EP’nin en iyi şarkısı “Adventure  Song“, bana hem tüm Rock And Roll Weakling‘i sevdirirken hem de albüme muhteşem bir kapanış yapıyor.

Marcus Gordon’un belki de ortak bir kararla video ve röportajlarda kendini çok fazla ön plana çıkardığını düşünmem dışında, Spookyland gelecek projeler adına heycan duyduğum bir grup olarak yerini almış bulunuyor.

FACEBOOK | SOUNDCLOUD