Kaliteli müzik tüketmek isteyen bireyler olarak, sürekli yeninin peşindeyiz. Durmadan yeni müzikler arayıp, bulup, sonra sıkılıp tekrar yenilerini aramaya başlıyoruz. Histeri hayatımızın her alanında. Bir şarkıyı ölümüne sevip, 1 yıl sonra hiç dinlemez oluyoruz.

Neyse ki tükenen her şeyin bizde bir izi kalıyor. Teknoloji, bu müzikleri arşivleyip kataloglamamıza yardım ediyor. Onları daha sonra ruh halimize uyduğu anlarda geri çağırmak üzere klasörlere ayırıyoruz. Fakat ilerici müziği kataloglamak zor. Zaten tanımlanmış janrlara uymadığı için, bu ismi alan müzikleri, “değişik” gibi bir klasör açıp istifliyoruz.

Serinin 3.’sü “Outer”, ayarsız, atarlı bu beat’leri, bir şekilde ortak noktalarını bulup beraber sunma derdinde. Nedir ortak noktaları? Beklenmedik sample kullanımları, olmayacak ritmler, complex bassline’lar var. Ayrıca dikkat ederseniz ritmlerde hiphop esintileri var. Çünkü doğası gereği hiphop, gevşekliğe, mizaha, olmayacak işler yapmaya, psychedelic üretime yatkın. Çünkü o ghetto müziği, kaybedecek birşeyi olmayanların, canının istediğini yapanların müziği. Olabilecek en beyaz müziği olan klasik müziğe bakarsanız din gibidir, smokinsiz sahneye bile çıkamassınız, kasıntıdır. Ama intro’da duyduğunuz gibi, büyük ihtimalle keyif verici madde kullanan zenci prodüktörümüz, Beethoven’ın 5. senfonisini alıp, muhtemelen filmin birinden kestiği, modellerle maytap geçen sample ile mixlemiş altına da hiphop davulunu döşeyip servis etmiş, ayarı vermiştir. Handsome boy modeling school, Dan the Automator‘un birçok projesinden biri. Dan’ı, Gorillaz ve Lovage’dan tanıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, klasik müziğe laf etmek haddimize değil. Fakat klasik müzik belli kurallar dahilinde üretirken elektronik müzik özgürlükte sınır tanımıyor. Klasik müziğe mizah öğesi sokamassınız.

Flying Lotus‘un listeye birden fazla şarkıyla girmesi şaşırtıcı değil. Son albümü tırt olsa da dönemin en saygıdeğer prodüktörlerinden. Kompozisyonlar müthiş, tanımıyorsanız çok şey kaybediyorsunuz.

Electric Sea Spider, internette random keşfettiğim 22 yaşında Avustralyalı bir dj. Ama ‘Belly Beast’ şarkısını bir Flying Lotus albümüne koysanız eğreti durmaz.

Ammoncontact, Ninja Tune‘un eski hiphop duolarından. Biraz psychedelic, tribal sound’lar ama yine de sakinler. Hiphop severler kurcalasın derim.

Dead Horse Beats, Montreal, Kanada‘dan yine çok genç bir producer ve multi-enstrümentalist. Geçen sene bandcamp’te en iyi hiphop bilmemnesi seçilmişti ama hala hakettiği üne sahip değil. İnanılmaz bir kulağı ve ritm duygusu var. Dinleyin, dinlettirin.

Thom Yorke‘da tabii ki dünyanın en alien müzisyenlerinden biri olarak burada. Adam 20 yıldır Radiohead’le harikalar yaratıyor, sınırları zorluyor. 2000’lerden sonra elektronik müziğin nimetlerine odaklanan Thom’un solo albümü “The Eraser” her müzikseverde bulunmalı. Enstrümentalistler, elektronik müzik yapınca sanki daha bir derin, katmanlı oluyor. Hiphop’ta ki kadar tekrar etmiyor daha uzun, karmaşık melodiler yazabiliyorlar.

Pluton, isminin hakkını veriyor. Deneyselliğin abuse edilmiş hali. Şarkı biraz daha uzun olsa basardım eksiyi. 2 dakika boyunca insana oturduğu yerde saçma sapan hareketler yaptırabilir. Yanlızken dinleyiniz, public’de rezil olmayınız.

Tracklist

Intro: Handsome Boy Modeling School – Modeling Just Sucks
1- Flying Lotus – Zodiac Shit
2- Flying Lotus – Camel
3- Electric Sea Spider- Belly Beast
4- Ammoncontact – Into 777
5- Ammoncontact – Wu wu woomp
6- Dead Horse Beats – Waking Up Is Hard To Do
7- Comfort Fit – Snare Wars
8- Flying Lotus – Do The Astral Plane
9- Thom Yorke – And It Rained All Night
10- Radiohead – Gloaming
Outro: Sebastien Leger- Pluton

Görsel bana aittir.

https://www.behance.net/skepticart