Beat!
Vurmalı çalgılar Afrika kökenlidir. Ritim duygusu, binlerce yıllık ritüeller ile gelişmiş olan Afrikalılar, gün gelir Amerika’ya köle olarak giderler.
Beyaz adamı memnun etmek zorunda olan Afrikalıların yapabileceği en temiz iş, onları eğlendirmektir. Antin kuntin ritimlerinin yanında beyaz adamın enstrümanlarını da öğrenirler. Caz başını alıp gider.
90′ larda artık hip-hop altın çağını yaşamaktadır. African/American nüfus kendi dertlerini dillendirmeye başlamıştır. Rhytmic American Poetry, ghetto’nun sesi olur.
Beyaz adam gangsta olmasa da hip-hop’taki o head-bopping ritmi yakalar. Kendini, şehirli yalnızlığını, kasvetini katarak trip-hop’ı hortlatır. İşi daha sakin ele alanlar downtempo ve chillout’la devam ederler. 2000’lerden sonra ‘beat’ denen şeyin janrı falan kalmaz. Funk, caz, latin, etnik, ambient, rock; elektronik müziğin sampling dünyasında erir gider. Beat, global kültürün ritmik müzik çorbasıdır.
Serinin ilk seti, alelade bir perşembe akşamının fon müziği beat’ler.
Tracklist
1- Wax tailor – Que Sera
2- Lovage – Strangers on a train
3- L’Orange – İmaginary friend
4- Natural self – Feet keep moving
5- Bonobo – Noctuary
6- Jon Kennedy – 110% proof
7- RJD2 – Ghostwriter
8- Guts – Come closer
9- Metaform – Crush
10- 9 lazy 9 – Brothers of the red
11- Blockhead – The art of walking
12- Jazzhole – Free the robots
Outro: Bişey olmaz