Son dönemde ülkemiz sınırlarında yaşayan yetenekli müzisyenlerin çalışmalarını sizlerle paylaşmaya devam ederken kısır elektronik müzik sahnemizde veteran prodüktör etiketi kazanmayı başarmış sayılı isimler arasında yer alan Uğur Project’e merak ettiklerimizi sorduk. Keyifli cevaplarla dolu röportajımıza hemen aşağıda uzanabilirsiniz.

İlk plak performansın neredeydi ve neler hissetmiştin?

Performans sayılır mı bilemiyorum ama henuz 17 yaşında gündüz partileri düzenlerdik. Çok kalabalık geçerdi, plak olarak ilk performanslarımı o yıllarda yapmaya başlamıştım. Ama ciddi performanslar 2000’lerde başladı tabii. Hissiyat konusuna gelince birkere bu hissi zaten anlatmak mümkün değil fakat ilk başladığım günden bugüne kadar kendimce hissettiğim şey müzik çalarken ait olduğum yerde olduğumdur.

O günden bugüne senin ve Avrupa müziğinin nasıl değiştiğini düşünüyorsun?

1996-1997’li yıllarda acid house, techno daha bilindik ve yaygındı. Şimdi ise elektronik müzik adı altında onlarca tarz ortaya çıktı. Elbette bu güzel birşey ama herşey çok içiçe girmiş durumda. İyi sound’lar çıktığı gibi henüz anlam veremediğim tarzlar da bulunmakta. Ben yıllar önce neye gönül verdiysem hiç değişmeden aynı frekansta kalmayı başaran kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim. Hepimiz bazen ah nerde o eski sound’lar diyerek iç geçirsek de günümüz sound’unun kirliliği arasından bize tat verecek olanları ayırmayı ve insanlara sunmayı başarabiliyoruz.

Yaptığın EP’lerden bahseder misin biraz? Ve neden ağırlıklı olarak plak?

Yıllardır tech house, techno icra etmeye devam ediyorum. Fakat ürettiğim ve yayınladığım müzikler genelde çaldıklarımdan bambaşka şeyler oluyor. Farklı şeyler üretmek hoşuma gidiyor. Bir yandan da kendimi denemiş oluyorum. Son dönemlerde 90’ların meşhur Chicago ve Detroit müziğine tutulmuş durumdayım. Bundan sonraki projelerde de denemeler bu türlerde üretmeye devam edeceğim. Neden plak konusuna gelince ben bu mesleğe başladığımda kulüplerde CD çalar, dizüstü, usb vs. şeyler yoktu. Herkes plak topluyor, plak çalıyordu. Haliyle plak sevdası benim icin apayrı. Ayrıca yayınladığım parçaların plak formatında yayınlanması hem daha prestijli hem de kalıcı hale geliyor. Öldükten sonra da birilerinin elinde ve ya tavan arasında bile olsa var olmaya devam edecek 🙂

İlham aldığın prodüktör veya dj’lerden birkaç isim alabilir miyiz?

2000’lerde beğendiğim oldukça fazla dj ve prodüktör vardı. Şimdilerde ise neredeyse yok diyebilirim. Fakat Pirupa, Leix, Oxia, Mendo, Hector Couto, Marco Carola, Loco Dice, dj Sneak gibi prodüktörlerin şarkılarını ve setlerini takip etmeye çalışıyorum.

Bir Türk prodüktör olarak yurt dışına açılma konusu ne düşünüyorsun?

Ben kendim için müzik yapıyorum. Tabii ki maddi boyutu da var fakat başkaları gibi uçak bileti parasına sırf yurt dışında çalıyorum demek için gelen teklifleri kabul etmiyorum. Eğer iyi işler yapıyorsanız birileri er ya da geç sizi davet edecektir.

Son yıllarda insanların daha çok elektronik müziğe yöneldiğini fakat bunun daha cok EDM ile ilişkili olduğunu görebiliyoruz neler düşünüyorsunuz bu durumla ilgili?

Hepimiz bir şekilde farklı şeyler dinleyerek elektronik müzikle tanıştık. Bir iki yıldır boy gösteren EDM, elektronik müzikle yeni tanışan gençlerin ilk göz ağrısı. Bana göre yaşları büyüdükçe ve müziği anladıkça zaten EDM’den uzaklaşacaklardır. Hardwell, Avici, Martin Garrix gibi isimler Türkiye’de radyo ve tv müzik kanallarında bolca yayınlanıyor ve yeni dinleyiciler ilk olarak bu müzikle tanışıyor. Kısaca ömrü uzun olmayan 18-22 yaş aralığının geçiş döneminden öteye gitmeyecek!

Özellikle son yıllarda tutulan kulüpler çerçevesinde baktığımızda, İstanbul’un gerçek potansiyeline ulaşması mümkün mü? Ve bu alt kültür ne zaman oluşur?

Bu mesleğe başladığımdan bugüne kadar aynı sezon kapanıp giden bir çok kulüp açılışı gördüm. Dinleyici kitlesi İstanbul’da istikrarsız. Büyük çoğunluk kimin çaldığından çok ortam peşinde koşuyor. Ayrıca bu yıl birçok yeni yer açıldı, hepsi çok iyi yabancı dj programı yapmışlar. Fakat kimsenin farketmediği bir şey var. Bir belki iki yer dışında bu gece kulüplerini yüksek giriş ücretiyle dolduracak dinleyici yok. Bu yüzden her geçen gün işler daha da kötüye gidiyor.

Müzik yapmaya yeni başlayanlar için tavsiyeleriniz neler?

Hepimiz bu işe heyecanla başladık. Genelde bu heyecan bizi yanlış yönlendirdi. Bir şekilde tecrübe sahibi oluyorsunuz ama geçmişiniz sizi asla bırakmıyor. Bu yüzden öncelikle hangi tarzda çalmak istediklerine doğru karar vermeliler. Sırf çalabilmek için partilere göre tarz değiştirip durmasınlar ve odaklandıkları tek şey mix yapmak olmasın. DJ’lik mix yapmak değil. 20 yıldır çalan bir DJ ile iki yıldır çalan birinin tecrübesi kuşkusuz farklıdır. Ne oldum delisi olmadan biraz daha sakin olup bir yandan prodüksiyon bir yandan da teknik konularda kendilerini geliştirmeleri doğru olacaktır.

Gelecek planların nedir? Bizimle paylaşır mısın?

Yakın zamanda bir evlilik yaptım. Ve hayatımda şuan herşey yolunda. Günlük işim ve prodüksiyon çalışmalarım devam ediyor. Öte yandan da aylık kulüp performanslarım oluyor. Hayatta beklenmedik şeyler olmadığı sürece bu tempo böyle devam edecek. Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.

Yakınlarda Audiolove isimli plak şirketini de kuran Uğur Project’i aşağıdaki kanallardan takip edebilirsiniz. Fakat canlı dinlemenizi tavsiye ederim. Aşağıdaki performans videosu ne demek istediğimize tercüman olacaktır.

Soundcloud | Facebook | Beatport