“NNASSER x ?” mülakat serileri nasıl başladı? Fikir neden ve nasıl ortaya çıktı? 

Barcelona’da geçirdiğim 6 ay boyunca yaşadığım görsel-işitsel deneyimlerden ilhamını alan BARCELONA çatı projesinin mikro-projelerinden biri ‘NNASSER for Rave Mag’ projesi. Bu projede the Rave Mag ile ortak kararımız doğrultusunda geleneksel bir editör veya muhabirin sahip olacağı yoldan ve tarzdan uzaklaşmak istedik. Bir ‘konsept tasarımcısı’ ve online bir dergi olarak yazınsal metin tabanlı bir proje yaratmaya koyulduk; daha çok kendimizi denedik. Proje, doğası gereği görsel-işitsel ve yazınsal metinlerin bir harmanı oldu ve en önemli tamamen kişisel olarak, benim bakış açımdan oluşturuldu. Bu sebeple göreceğiniz, işiteceğiniz okuyacağınız her metin özneldir. Bilinç ve bilinçaltımın bir ürünüdür.

Şöyle bir gerçek var ki sevdiğimiz sanatçıları kolayca birçok global ve lokal yayından takip edebiliyoruz. Okuduğum bütün röportajlar ucundan köşesinden birbirinin benzeri ve genellikle sanatçının müzikleri ve müzik kariyerleri üzerine. Bu röportajlar tabii ki gerekli, bu yüzden varlıklarına bir itirazım yok fakat ben kişisel sorunsalımın peşine düştüm: Bir röportajı o sanatçıyı daha iyi tanımak için okumak isterim. Çünkü takip ettiğim sanatçının hayatımda değiştirdiği, ilham verdiği, keyif aldırdığı veya önem arz ettiği bir nokta vardır elbet. Ancak sonuç olarak söylemeliyim ki müziklerini dinleyerek çok daha fazla yakınlaştığımı hissediyorum onlarla, bahsettiğim mülakatlar ile değil.

Ben de bu sanatçıları kendimce araştırmaya ve tanımaya karar verdim. Bunu yaparken en büyük şansım müzik sahnesi ve kent kültürü açısından dünyanın en dinamik şehirlerinden biri  olan Barselona’da yaşamam oldu. Merak ettiğim ve edeceğinizi düşündüğüm isimlere samimi şekilde ulaşabilme imkanım oldu.“NNASSER x ?” serisinde onlarla bir araya gelmem ile ortaya çıkan sonuçları takip edeceksiniz.

Bence bu insanlarla ilgili kaçırdığımız bir nokta var. O da şu ki; yaptıkları projeler, girişimler veya prodüksiyonlar ile müzik kültürünü değiştiriyorlar, geleceğe ilham veriyorlar. Bu onları özel kılıyor. Özel insanlar her zaman egzantriktir. Yaratıcılık onlar için hem hediyedir hem de bazen en büyük ceza. Beyinleri çok fazla ve hızlı çalışır, dünyayı farklı algılarlar. Travmaları ve büyük sevinçleri vardır. En garip olaylar onların başına gelir. Bir yandan da herkes gibi günlük hayatlarını idame ettirirler; işin sonunda insanlardır.

İşte bu düşüncelerin karşı karşıya gelerek üzerimizde etkisi büyük olan müzisyenlerin “insani” tarafına yönelmeye kadar verdim ve ilk olarak “NNASSER x ?” projesinde Alman prodüktör Oliver Huntemann’ı konuk ettim.

oliver huntemann

Müzik sahnesinde soğuk topraklara yaklaştıkça karşımızda beliren özgün projelerin sayısı hep artış göstermiştir. Bu durum elektroniğin müzikle en samimi olduğu yerlerden biri olan Almanya’nın kuzeyi için de geçerli. Elektronik müzik sahnesine armağan edilen prodüktörlerin toplamından bir hafta boyunca parti yapabileceğimiz Hamburg şehrinin techno destekçisi Oliver Huntemann da bu özel isimler arasında yer alıyor.

90’ların ortasında elektronik müzik perdesini aralayarak giriş yaptığı elektronik müzik sahnesinin başrol oyuncularından biri olan Huntemann, bugüne kadar yayınlanan 4 albümünün yanı sıra bir çok tekli, remix ve kısaçalara imza attı. Haziran ayı sonunda “Schwarzlicht & Filmriss” isimli yeni EP’sini bizler ile paylaşacak olan Alman prodüktör, aynı zamanda 11 Temmuz tarihinde Subfloor organizasyonluğunda Çeşme-Karantina‘da performans sergileyecek. Tüm bunlardan önce kendisini yanı başımıza oturtup ‘NNASSER x ?’in ilk konuğu olarak ağırlıyoruz.

Aslında seninle bir nevi tanıştık fakat bu başka bir hikaye. Oraya daha sonra geleceğim. Mülakatımıza başlamadan önce seni uyarmak isterim: Bu klasik bir oturum olmayacak. Bütün mülakat soruları elektronik müzik kariyerin dışında olmak üzere hazırlandı. 

En son Ankara’da (Kite) sahneye çıktın fakat ‘Huntemann x NNASSER’in objektif altına aldığı bölge Istanbul. Bu sepeble aşağıdaki sorularda Ankara sahneni es geçeceğim.

huntemann6

1.Bölüm: İstanbul

Daha önce 2014, 2013 ve 2012 yıllarında İstanbul’da sahne aldın. Başına gelen, en iyi, en kötü ve en garip şey nedir?

Türkiye’nin özellikle İstanbul’un elektronik müzik sahnesinin yıldan yıla geliştiğini görmek harika bir şey. Türkiye dinleyicisinin yaydığı o titreşimi seviyorum. Gerçekten müziğin ve dansın çok içindeler. İstanbul’da garip olan kesinlikle trafik! Aman Tanrım! Sanırım başıma gelen en kötü şeydi.

2014 yılında, Indigo’da seninle küçük bir anımız olmuştu daha önce. Ben en öndeydim. Çok sağlam bir techno çalıyordun o sırada; Gesaffelstein dinlemek gibi ani bir arzuya kapıldım o an. Sonra telefonuma “Biraz Gesaffelstein çalar mısın?” diye yazdım ve sana gösterdim. Bana ya “Bilmiyorum.” Ya da “Ben de yok.” Gibi bir cevap vedin. Çok ses vardı tam duyamamıştım. Eğer hatırlıyorsan gerçekten ne olmuştu? Yok muydu yoksa sadece çalmak mı istememiştin?

Bu işte ilginç olan şudur ki aslında Gesaffelstein’ı çok severim ama genellikle çalmam. “Ben de yok.” Demiş olmalıyım. Benim tarafımdan baktığında, kafamda kendime ait bir vizyon oluyor çalacağım setle ilgili. Ve genellikle etraftan gelecek isteklere vakit kalmıyor. Ne zaman ilerleneceğini, ne zaman yükseleceğeni bir tek ben biliyor oluyorum. Eğer bütün isteklerini kabul edersem kendi ses yolculuğumdan çıkmış olurum. Şu anki sanatçı statümü elde etmek için çok çalıştım. Ancak bu artık müziğimi kitle için çalmayacağım anlamına gelmiyor. Gözüm her zaman dans pisti üzerinde neler olduğunda. Günün sonunda partinin devam etmesinden sorumlu insan benim.

Evet, haklısın. Açıkça çok umarsız bir isteğim olmuş o gün. Ancak belirtmeliyim ki o gerçekten sarhoştum. Konuşan içgüdülerimmiş mantığım değil. Sanatçı kimliğine hakaret etmiş olmak istemem.

Böylece oturumumuzun birinci bölümü geride kaldı. Haydi, biraz sıradan sorulara geçelim.

oliver-huntemann-2015

2.Bölüm: Sıradan sorular

Eğer dinliyorsan, duşta ne tür müzik dinlersin?

Duştayken müzik dinlemem. Bazen sessizlik iyidir.

En sevdiğin kahvaltı nedir?

Yumurta. Rafadan yumurtanın sarısına kızartılmış ekmek batırmak.

Kahve mi çay  mı seversin?

Son zamanlarda daha çok çay. Ama kahveyi de severim aynı zamanda.

En sevdiğin alkollü içecek nedir?

İyi barlarda servis edilen klasik bir içki vardır: Marlene Dietrich Cover. Gümüş bir tabakta gelir. İçinde bir şot vodka ve bir kadeh şampanya vardır. İkisini de severim. Geceleri vodka ve şampanya içerim, akşam yemekleri içinse şarap.

Garip tur alışkanlıkların var mı? Var ise nedir?

Her zaman yanıma bir kitap alırım. Ama genellikle okumam ve uçakta unuturum.

Batıl inançların, totemlerin ya da bu tarz şans getirdiğine inandığın ritüellerin var mı? Varsa, bunlar nedir?

Uzun zaman önce, Barbel Mohr’un ‘The Cosmic Ordering’ adlı kitabını okumuştum. Evrenden bir şey talep etme fikrine ısınmıştım biraz. Bazen boş park yeri bulmayı dilerim ve gerçekleştiğinde bunu tamamiyle garip bulurum. Kazara gerçekleşse bile, bane çok garip ve denemeye değer gelir.

En sevdiğin kulüp hangisi?

Şu an en sevdiklerim; Arjantin Kordoba’daki La Fabrica, Viyana‘daki Grelle Forelle ve Buenos Aires’teki Crobar.

Hayattaki en utanç verici anın nedir?

Bir sonraki performansıma giderken geceden kalma olmak.

Daha once bir kadına hediye aldın mı? Evet ise, neydi?

Evet, sevdiğim kadın için her zaman hediye aldım ve alacağım. Tabii ki kadına göre değişir ama ya o an ihtiyaç duyduğu bir şey alırım ya da spontane bir hediye olur; eğer ona uyacağını düşündüğüm bir şey olursa. Genellikle doğum günü, Noel, vb. gibi sebeplere ihtiyacım olmaz hediye almak için.

Huntemann1

3.Bölüm: Doğru – Yanlış

“Gerçeği, yalnızca gerçeği ve gerçeğin tamamını anlatacağıma yemin ederim.”

Daha once yasadışı Bir şey yaparken yakalandım.    Doğru
İlkimi benden daha büyük biriye yaşadım.    Yanlış
Bazı parçalar “Bunu keşke ben yapsaydım.” Dedirtmiştir.    Yanlış
Bazen yurtdışında tura çıtığımda, organizasyon ekibinin fazla ilgisinden sıkılıyorum.  Doğru

 

4.Bölüm: Eşleştirme

Şimdi bazı kavramları aklına kelen ilk sözcüklerle eşleştirmeni istiyorum.

  • Kızgınlık: Kaydetmeden önce bilgisayarın kapanması
  • Heyecan: Yeni ulaşılacak yerler
  • Mutluluk: Aile ve arkadaşlar
  • Şehvet: Erotik
  • Depresyon: Zamanın meselesi
  • Acı: Sabahları erken kalkmak
  • Tutku: Müzik
  • Ayrılık: Acı dolu fakat bazen gerekli
  • Aşırı düşünmek: Anlamlı

Interview in English, please click here to read

Soundcloud | Facebook | Twitter | YouTube