Fotoğraflar: Nuri Yılmazer
Red Bull‘un müzik dünyası içindeki duruşundan bahsetmeye gerek yok. 1998 yılında başlattıkları Red Bull Music Academy projesi ile bir çok müzisyenin kariyerlerindeki en önemli adım olmayı başardı. En son geçtiğimiz ay Tokyo’da düzenlenen Red Bull Music Academy, Avrupa’nın bir çok farklı şehrinde düzenlediği etkinlikler ile bünyesinde yer alan isimleri kitlelerle buluşturmaya devam ediyor. Bu bağlamda 14 Kasım Cuma akşamı RMBA’nin eğitmenleri arasında yer alan James Holden, 2013 RMBA çıkışlı Seretan ve akademinin taze mezun Ah! Kosmos, Babylon sahnesine konuk oldu.
Etkinliğin açılısını bu sezon Arkaoda ve Peyote gibi mekanlarda performans sergileyen, elektronik müzik sahnemizin genç prodüktörlerinden Seretan yaptı. Gecenin yumuşak geçişini üstlenen Seretan’ın performansının ardından Babylon sahnesinin sıradaki konuğu Ah! Kosmos oldu. Başak Günay‘ın önderliğindeki proje, Övünç Dan‘ın gitar ve Gizem Aksu‘nun canlı görsel şovu ile bütünleşerek karşımızda çıktı. Ah! Kosmos’un geleneksel ses yapısının üstüne inşa ettiği synthsizer destekli müziğinin etkileşime açık formu, ortaya çıkanlara baktığımızda ambient etiketini üzerine alsa da Övünç Dan’ın gitarından çıkan sesler ile bir çok farklı alt türden beslendiğini bizlere gösterdi. Başak Günay’ın vokal örneklemeleri konserdeki ses probleminden dolayı pek duyulmasa da günümüz elektronik müzik sahnesinin güncel eğrisinde yer alan ve kalite sınırının üstüne çıkan bir performans sergiledi Ah! Kosmos.
Gelelim gecenin baş rol oyuncusu James Holden’a! Red Bull Music Academy Tokyo’da hem performans sergileyen ve hem de katılımcılarla bir araya gelen Holden, Babylon topraklarındaki performansı ile neden elektronik müzik sahnesinin özel isimlerden biri olduğunu bizlere kanıtlamış oldu. Akustik davulda yer alan Tom Page‘in eşliğinde performansına başlayan James Holden, geçtiğimiz yıl Border Community etiketiyle yayınlanan ‘The Inheritors‘ albümünden şarkıların ağırlıkta olduğu performansında en dikkat çekici nokta sahnede yanında duran cihazdı. Birbirinden farklı ses efektlerini, bağlantılarını kendisinin yaptığı tek bir kutuda (ben adını ‘Magic Box’ koydum) toparlayan Holden, aynı zamanda akustik davula yerleştirdiği trigger’lar ile de her bir vuruşun data’sını kendi board’unda toplayarak performansını etkileşime açık bir hale getirmiş. James Holden, IDM, drone, minimal techno ve electronica etiketli müziğini bir çok öznel sound ile birleştirerek bizlere unutulmaz anlar yaşattı.
Şehirdeki Red Bull müzik kalitesini doya doya yaşadıktan sonra artık kulaklarımızı 13 Aralık’ta indigo‘da gerçekleşecek Carl Craig performansına hazırlayabiliriz.