Albüm Puanı: 7/10

Yayınlanma Tarihi: 15.07.2014
Label: Harvest/Capitol

 

Öne Çıkan Şarkılar:

1.World Peace Is None Of Your Business
2. Kiss Me A Lot
3.The Bullfighter Dies

 

Sanırım Steven Morrissey ile aramızdaki temel fark ‘Sunday/Pazar’ anlayışımızdır. Benim için bir tatil günü olduğu için keyifli, biraz sendromlu, bazen sıkıcı ama çoğunlukla sevdiğim bir gündür. Bu yazıya ilk başladığımda Morissey’in kendisini benim ‘Sunday’ anlayışıma benzetmek istedim, kullandığım sıfatlara cuk oturdu. Fakat kendisi benden, bizden, benim kuşağımdan çok farklı düşünüyor ve görüyor dünyayı, pazarları. Kendi sözleri ile ‘Everyday is like Sunday, everyday is silent and grey’. Biz (gençler) günü gününe, bazen duyarlı bazen umursamaz yaşarken Morrissey için her geçen gün, dünyada olanların bir kere daha yansıması. Pazar’larımız böylece ayrılmış oluyor.

97’de verdiği 7 senelik ara kadar olmasa da yine 5 sene süren uzun bir sessizliğin ardından tüm gücü ve şairaneliği eşliğinde Morrissey, ‘World Peace Is None Of Your Business’ adlı albüm ile aramıza döndü. Albüm isminin uyandırdığı ilk tepki, ‘Eyvah, bir sistem karşıtı, barış mesajlarıyla dolmuş taşmış albüm daha’ oluyor ister istemez. Fakat müzik dünyasında; melodi odaklı ve söz odaklı diye ikiye ayrılan müzik kategorilerinden ikincisini ön planda yaşayan Morrissey, Earth is the Loneliest Planet‘ ve ‘Mountjoy’ gibi şarkılarıyla bu stereotipin dışında kalıyor, gündeme aynı konuları farklı biçimlerde getirmeyi başarıyor.

Bugüne kadar çevreciliği, özgürlükçülüğü ve açık sözlülüğü ile tanınmış, hayvan haklarını sonuna kadar savunan, et yemeyi tamamen reddeden Morrissey, The Smiths ile başlayan müzik kariyerinden bugüne kadar ‘The Queen Is Dead’, ‘Barbarism Begins At Home’ ve ‘There Is A Light That Never Goes Out’ gibi kült şarkılarıyla hiç bir zaman sözünü sakınmadı. Bu albümde de bir değişiklik yok. Başından sonuna kadar, arada ‘Kiss Me A Lot’ gibi bir iki şarkı haricinde, mesajlar çok direkt ve etkileyici ama nedense her parçanın bitiminde çözümsüz kalan veya çaresizliği hissettiren cümleler hakim. Yaş ilerledikçe ümitsizleşiyor herhalde insan..

İlk parça olan ‘World Peace Is None Of Your Business’ bence bir melodi harikası, ilk dinleyişten itibaren hafızanın bir köşesine yolunu bulup yerleşiyor. Operatik, derin sesi, satır sonlarındaki vibratoları ile albüme olan yüksek beklentileri karşılayacak, takdire şayan bir giriş şarkısı.

Biraz dinledikten sonra, tam albümün ortalarında biraz dikkatler dağılmaya yakınken başlayan ‘The Bullfighter Dies’ şakısı yepyeni bir enerji ile tanıştırıyor bizi;

‘Oley, Oley!
Matador ölüyor
Ama kimse üzülmüyor
Çünkü herkes boğanın yaşamasını istiyor’

Bu sözler, mizacına hiç uygun olmayan neşeli bir melodi eşliğinde seslendiriliyor. Sanki İskoçya’nın bir köyündeymişiz de her an ‘etekli abi’ler gelip dans etmeye başlayabilirmiş havası veriyor tam anlamıyla. Bu şarkının yayınlanan videosunda ise Morrissey bir kaç enstruman eşliğinde aynı sözleri konuşarak anlatıyor.
Etkilenmeden geçmeyin:

I’m Not A Man’ de Morrissey’i anlatmak için ideal bir şarkı daha. Ürkütücü, 1,5 dakika süren bir başlangıcın ardından gelen, adam olmayı anlatan, ‘kadın döven, soğuk el , soğuk adam’, gibi sıfatları bir araya getirerek kendisinin bu tanıma uygun bir adam olmadığını anlatıyor. Şarkı adeta majör akorlar ile dolu, bir 50’ler müzikal Hollywood filminden fırlamış gibi. ‘Ben asla bir hayvanı öldürmem ve yemem, ben asla bulunduğum gezegene kötü davranmam, peki sence ben neyim, adam mı?’ sözleri şarkıyı sonlandırıyor.

İlk çıktığından itibaren konuşulan ‘Istanbul’ parçasının yanında benim için büyük bir soru işareti var. Kahverengi gözlü çocuğunu kaybetmiş bir baba İstanbul’a onu geri vermesi için sesleniyor…Kendisi ile bu şarkı hakkında konuşmak isterdim.

Ani bir zoom-out yapacak olursak, güçlü trompetleri ile tam bir aşk şarkısı olan ‘Kiss Me A Lot’ haricinde genel bir mutsuzluk söz konusu. Kuvvetli sözler, tekrar düşünmemiz için tasarlanmış sorular, eleştirilere açık konular ve 10/10’luk bir müzik ve söz kalitesi mevcut. ‘Yaşamaktan ölümüne sıkıldım’ sözü belki bulunduğu psikolojiyi anlatmak için iyi bir örnek olabilir.