Fotoğraflar: Barış Çağlayan
M
odern cazın günümüzdeki en başarılı temsilcilerinden Mammal Hands, 27 Ekim’de Salon’a konuk oldu.
Mammal Hands, Doğu İngiltereli bir trio caz grup. 2012 senesinde Nick ve Jordan Smart kardeşlere baterist Jesse Barrett’in katılmasıyla tamamlanan kadro yeni dalga ‘Modern Caz’ın en önemli temsilcileri arasında. Geçtiğimiz perşembe günü; emin adımlarla yoluna devam eden ve müziğe olan tutkuları her birinin gözlerinden okunan 3 genç müzisyeni dinleme fırsatı bulduk Salon’da.
Mammal Hands’e ilk defa 2012 yılının sonlarına doğru keşfettiğim GoGo Penguin’in ilk albümü “Fanfares“i dinlerken rast gelmiştim. O dönem 2014’te yayınlayacağı ilk albümü Animallia’nın hazırlıklarını yapan Mammal Hands, Youtube kanalında yayınladığı ve şu an en popüler şarkısı olan “Kandaiki” ile ne kadar enfes bir müzik ile karşımıza çıkacağının sinyallerini vermişti. Elektronik, caz ve çağdaş klasik müziğini son derece başarılı harmanlayan Mammal Hands’i ilk karşılaştığım zamandan bu yana takip ediyordum ve grubun İstanbul’da ki ilk konserine gitmemek tabii ki de olmazdı…
Sabahtan öğlene kadar sağanak yağışın olduğu ve yağmurun ardından da havanın adeta buz kestiği, İstanbul’da kışın ilk dokunuşlarını hissettiğimiz 27 Ekim Perşembe günü gerçekleşti bu leziz konser. İş çıkışı yoğun trafiği atlatıp fotoğraf makinemi kaptığım gibi Salon’un yolunu tuttum. 21.40’ta Salon’un cadde tarafındaki o büyük yekpare kapısını araladığımda grubun ikinci ve son albümü Floa‘dan Quiet Fire karşıladı beni. Evet, konsere 2-3 dakika gecikmiştim ve hızlıca ceketi atkıyı bir kenara fırlatıp fotoğraf makinemi omzuma asarak konser alanında hızlıca yerimi aldım.
Öncelikle şunu söylemek gerek; hali hazırda aşina olduğunuz ve sık sık dinlediğiniz bir grubu canlı olarak deneyimlemek gerçekten çok keyif verici. Bu enfes müziğe Salon’un son derece başarılı ses sistemi eşlik ettiğinde hipnotik bir ortam oluştu o gün adeta. Tüm biletleri tükenen etkinliğin dinleyicilerinden tüm konser boyunca çıt çıkmadı.
Konserde grup ile alakalı dikkatimi ilk çeken konu; trionun kendi aralarındaki kusursuz iletişimiydi. Caz müzik yapan bir grup genelde aksak ritmde devam ettiğinden, kulak takibinin yanında müzisyenlerin vücut dilleri ve göz temasları son derece önemlidir. Yaklaşık 1 buçuk saat süren konser boyunca bu kusursuz iletişimi çıplak gözle takip etmek kaliteli ve özgün müziği bence tamamlayan en önemli noktaydı.
Mammal Hands genel olarak GoGo Penguin’i her ne kadar anımsatsa da konser sırasında bu görüşüm biraz değişti açıkçası. Temelinde aynı müzik ögelerini kullanan iki grubun bana göre ayrıldığı nokta kilit enstrüman farkından kaynaklanıyor. Genel grup performansları değerlendirildiğinde GoGo Penguin’de kilit enstrüman kontrbas iken, Mammal Hands’te saksafon kilit özelliği taşıyor. Sahnenin neredeyse tüm enerjisini tenor ve alto saksafonuyla adeta döktüren Jordan ayarladı desek yeridir. GoGo Penguin’i de geçtiğimiz mart ayında Babylon’da dinleme fırsatı bulanlardanım ve performansları bu anlamda kıyasladığımda Mammal Hands’in saksafon ile biraz daha enerjik ve afro-trans bir havaya sahip olduğunu söylesem yanlış olmaz sanırım.
Konser sonunda piyanist Nick ile ayak üstü bir iki kelam edip biralarımızı yudumladık. İstanbul’dan ve kendilerini dinlemeye gelen seyircilerden oldukça etkilendiğini belirten Nick, İstanbul’da tekrar bulunmaktan da son derece keyif alacağını söyledi. Umuyorum ki İstanbul’un güzide festivallerinden İstanbul Caz Festivali veya Akbank Caz Festivali önümüzdeki sene bu enfes gruba festival programında yer verebilir.
Sevgiler.
Sevgili Nick Smart el yazısı ile konser playlist’i:
Bonus: