Albüm Puanı: 8/10
Yayınlanma Tarihi: 2 Mayıs 2014
Label: LL
Hemen Dinlenecek Şarkılar:
1- Gunshot
2- I Never Learn
3- Heart Of Steel
Her santimetrekaresinde sevgi olan bir albüm için;
“Olabilir,” diye cevapladı Siddhartha yorgun. “Ben de senin gibiyim. Sen de sevmiyorsun, yoksa bir sanat olarak sevgiyle nasıl uğraşabilirsin? Bizim gibiler belki sevemez. Çocuk insanlar yapabilir bunu; bu, onların gizidir.” / Siddhartha, Hermann Hesse
Lykke Li, İskandinav melankolisinin, gerçeklik ile çarpıştığı noktada ortaya çıkan bir müzisyen. Ne İskandinav dans ritmleriyle besleniyor ne de yine aynı coğrafyadan Sigur Ros, Olafur Arnalds gibi isimlerin hüznünü taşıyor. Her şeyiyle sıradışıydı Lykke Li. 2008 yılında Youth Novels albümü, gençliğe yeni adımını atmış ve tez canlı bir gencin hikayesi olarak dinledik. 2011 yılında çıkaracağı Wounded Ryhmes için umut veriyordu ama asla bu kadar muhteşem bir şeyin ortaya çıkacağını hiçbirimiz kestiremedik o günlerde.
Lykke Li, 2011 yılında çıkardığı, ikinci stüdyo albümünde, gençliğin tüm asaletini, gücünü ve asiliğini giyinmiş, zırhını kuşanmış bir savaşçı kadar kendine güvenerek çıktı karşımıza. Özellikle ‘Youth Knows No Pain‘ şarkısıyla tüm albümün derdini özetliyordu İsveçli şarkıcı. ‘I Follow Rivers‘ ise albümün kırılma noktasıydı, en az üç yaz eşliğinde dans ettiğimiz şarkı, The Magician‘ın yeniden düzenlemesiyle kısa sürede bir klasik haline geldi.
27 yaşındaki Lykke Li’nin daha çok canlı performansları benim dikkatimi çekmişti başlarda. Teknolojinin artık tam gaz ilerlediği günümüzde, müzisyenlerin yetenekleri daha çok canlı ve akustik performanslarla ortaya çıkıyor çünkü. Lykke Li, orada da kusursuzdu ve geleceğin çok daha güzel olacağına işaret ediyordu. Önceden albümlerini bir üçleme olarak gördüğünü açıklayan Lykke Li, bu konuda yalnız değil. Çünkü son albümüne baktığımız zaman hikayeyi net bir şekilde görüyoruz. Herkesin gençliğinde alacağı hayat dersini Lykke Li de aldı ve bunu eşit zamanla albümleriyle paylaştı.
28 Şubat’ta küçük bir teaser ile yeni albümü “I Never Learn“ün duyurusunu yaptı ve arkasından hemen “Love Me Like I’m Not Made Of Stone” klibi geldi. Bazı şeylerin kırıldığını, artık Lykke Li’nin büyüdüğünü ilk single’dan anladık. Zaten bence şarkının adı yetiyor gelinen noktayı anlamamız için. Daha sonra albümden yayınladığı ikinci şarkı, “No Rest For The Wicked” kafalarımızı karıştırdı. Yine slow ilerleyen ikinci single, remix’e aşırı derecede müsait olduğu için Lykke Li’nin tutarlılığını kanıtlasa da albüm hakkında “Acaba Lykke Li biraz bizi karanlığa mı sürükleyecek?” diye sormamıza neden oldu. Yorum yapmadan beklemeye başladık ve albüm kapağı geldi. Madonna’nın Frozen klibini andıran albüm kapağı, hüznün çanlarını tüm gücüyle çalmaya başlamıştı bile. Taşlar yerine oturmuştu ama yine de beklemek gerekiyordu. 17 Nisan’da ‘Gunshot‘ için özel bir web sitesi yayınlandı. Bembeyaz bir sayfada, sadece şarkının sözleri yazıyordu ve siteyi açtığınız an şarkı çalmaya başlıyordu. Lykke Li, özellikle şarkının sözlerine değinmek istemiş olacak ki, ortaya böyle bir proje çıktı. Albüm kaydını yayınladıktan hemen sonra bir akustik performans yayınladı. Her şey ortadaydı, Lykke Li, hepimiz gibi hatalarla dolu ve ders almadığı bir gençliği geride bırakmıştı ve mutsuzdu. Albümle de hepimiz mutsuz etmeye geliyordu!
Albümün ilk şarkısı, albümle aynı adı taşıyan ‘I Never Learn‘. Akustik gitarlar ve Lykke Li’nin pürüzsüz vokali, hikayeyi hemen anlatıyor. Görkemli yaylılar tüylerinizi diken diken edecek benden söylemesi! İkinci şarkı ‘No Rest For The Wicked‘, “so remixable” sıfatını hak eden bir şarkı ve 17 Nisan’da Klangkarussel tarafından lezzetli bir tarifle remix’lendi. Daha ikinci şarkıdan albümü düşmeler, kırılmalar ve hüzünler ele geçiriyor. Üçüncü şarkı ‘Just Like A Dream‘, özlediğimiz Lykke Li davullarıyla kulaklarımıza nişan alıyor. Asla sıkılmayacaksınız albümden, işaretleri en az İskandinav gökyüzünü kaplayan kuzey ışıkları kadar keskin ve renkli! Ama ben uyarımı yapayım, davullar tökezletmeye müsait!
Albümün dördüncü şarkısı ‘Silverline‘, bardağa düşen buzları ve o buzların sonrasında yaşatacaklarını hissettiriyor ilk andan itibaren. Tamam albüm üçleme, gençliğin hikayesi evet ama 2014 çoğumuzun istediği gibi başlamadı, Lykke Li için de öyle olmuş bence, yoksa ‘Silverline’ gibi korkunun ağızda yarattığı tadı anımsatan bir şarkının ortaya çıkması çok zor. Albümün dezavantajı bu noktada devreye giriyor çünkü bu kadar düştükten sonra biraz toparlanmayı bekliyorsunuz doğal olarak ama sıradaki şarkı, bir nesli neşeye düşman edecek kadar hüzünlü; ‘Gunshot’! Loop’a alınacak şarkılar listesinde başı çeken ‘Gunshot’, albümün en iyi şarkısı derken hiç şüpheye düşmüyorum. Somut olarak vuruluyorsunuz. Gerek akustik performansı, gerek albüm kaydı ve hepsinin üzerine güneşin teninizi yakması gibi üzerinize işleyen sözleriyle Gunshot, Lykke Li’ye büyük başarılar getireceğe benziyor, bizi de yamultacağı kesin! (Seni unutmayacağım Lykke Li! Seni bulacağım!) Şarkıdaki klavyeler o kadar ustaca bestelenmiş ki, vücut kontrolünü ele geçirip, sizi birden ayağa dikebilecek kuvvette ve istikrarda devam ediyorlar.
Sırada ‘Love Me Like I’m Not Made Of Stone‘ var. İşte burada pes etme vakti geliyor. Albüme teslim olma zamanı. Şarkı gerçek bir “ballad” olmuş. Lykke Li’nin back vokallerle desteklenen duygulu sesi, artık çivi gibi sizi oturduğunuz yere çakıyor. Akustik bir ağlama şarkısı. Zaten şarkının adı çoğu insanın ağlamasını sağlayabilir. Şarkıyı neresinden tutup çekseniz, o sizin kafanızı kopartacak. Yavaş yavaş uzaklaşma vakti geldi.
Biri Lykke Li’ye dünyanın mevsiminin doğal seyrinden bahsetmeliydi! Evet İsveç’te 6 ay yaz, 6 ay kış, bazen güneş doğmuyor ama, biz mayıs ayında baharı ağırlıyoruz, içimiz kıpır kıpır oluyor, heyecanlanıyoruz. Böyle şeyleri birileri keşke Lykke Li’ye anlatsaydı da, bu albümü sonbaharda çıkarsaydı zat-ı muhteşem. Never Gonna Love Again şarkısı, farklı ritmleriyle patlayan şarkılardan. Yükseldikçe yükseliyor. Göğe bakma durağında otururken, göğe ulaşmışsınız hissi yaratıyor. Durakta fazla vakit geçirmediniz, Lykke Li’nin ‘Never Gonna Love Again‘ şarkısı ve vokalleri ağır bir tokat attı sadece.
‘Heart of Steel‘ ve ‘Sleeping Alone‘ albümün son iki şarkısı. ‘Never Gonna Love Again’in çıkardığı yükseklikte kalıyorsunuz Heart Of Steel başladığı zaman. Yine back vokaller ruhunuzu dinginleştiriyor ve biraz huzurla buluşuyorsunuz aslında. Lykke Li, kalbinizi kırıp sonra da gönlünüzü almayı başarıyor gibi. Misfits genlerimiz var. Akıllara hemen Misfits’te Nathan’ın tiradını getiriyor son şarkı. Aynı ‘Youth Knows No Pain‘deki mantığımıza dönüyoruz tekrar, yani başladığımız yere! Şarkının sözleri tabii yine çok karanlık ama, biz son yılların en güzel jenerasyonuyuz işte! Bize ne? Şimdiye kadar gelenlerin en kötüsü olsak da, aslında en başarılısı biziz! Çok fena kafayı kırdık ama çok güzeliz! Hem gençik acı nedir bilmez! Kalplerimiz demire döner ve kaldığımız yerden devam ederiz. Öğrenmeyiz.
Ve ‘I Never Learn‘in son şarkısında dediği gibi, yalnız uyuruz. Bu albüm başka türlü bitmezdi. ‘Sleeping Alone‘, kısa tutulmuş bir şarkı, sanki dinleyiciye mesaj veriyor “tekrar buluşacağız” diye. Bunlar güzel haberler Lykke Li. Teşekkür ederiz.
Önünde saygıyla eğilmekten başka bir şey yapamıyorum.
Not: Albümün stream versiyonuna şuradan ulaşabilirsiniz!