Yaklaşık 2 aydır kavruluyoruz güneşin altında.
Yanaklarımız hiç durmadan akan ter damlalarına, kulaklarımız ise “Esmiyor!” diye bağıran ahaliye doyamadı.
Bu boğucu sezonda nefeslenmek için beach club’larda caipirinha’sını yudumlayan da oldu, işi nedeniyle ter bulutlarının yükseldiği metrobüslerde yol alan da. Fakat sonuç olarak herkes bu sıcaklardan bunaldı. Sonbaharın serinliğini, üstümüze kazak geçirmenin verdiği mutluluğu, akşam dışarı çıkmaktansa koltukta kedi gibi kıvrılıp kitap okumayı hepimiz özledik.
Durum böyle olunca sonbaharın rengine ve ritmine uygun bir grubu tanıtmak istedim. Karşınızda Lusts.
Uzun zamandır bu kadar heyecan verici bir grupla karşılaşmamıştım. Dinlediğim ilk andan itibaren beni uzaklara sürükleyiverdi bu ikili.
Leicesterlı Andy ve James Stone, Lusts’ı 2014’ün sonbaharında kurmuş. “Aslında çocukluğumuzdan beri müzikle uğraşıyoruz ama geçen sonbahar boyunca geceleri Rimbaud okuyup üretken olduk.” diyor kardeşler.
Single olarak piyasaya sürdükleri 3 şarkı buram buram 80’ler ve 90’lar kokuyor. Bir tutam Echo & Bunnymen bir tutam da Joy Division var içlerinde belki de biraz Stone Roses. Örnek aldıkları gruplarda milliyetçi bir esintiye kapılan Stone kardeşler türlerinde de ülkelerinden vazgeçmiyor. 90’larda İngiltere’yi kasıp kavuran shoegaze’i tekrar diriltmeye pek niyetliler. Sahnede dans etmeye pek yatkın görünmeyen Lusts, performanslarında melankolik gitar soloları ile ayakkabılarına bakmayı tercih edecek gibi.
İkili olmalarına rağmen klasik 4’lü grupların sesini aratmayan Stone’lar, sadece gitar ve bateri kullanarak çok zengin bir ses oluşturmayı başarmış. Çıkardıkları 3 single’a göre yorumlarsam, genellikle new wave tınıları ile başlayan şarkılarına bateri sert ama temiz bir ritim ile eşlik ediyor. Şarkılar ilerledikçe bu güzel ikiliye grubu farklı kılan özellik ekleniyor. Vokal ve şarkı sözleri.
Karanlık duygularla filizlendirdikleri sözler, şarkı boyunca tekrar ve kafiye ile devam ediyor. Sözler kulağa şiir gibi geliyor adeta. Bir yandan duygulandırıyor bir yandan da düşünceyi bulanıklaştırmayı başarıyor Lusts.
3 Eylül’de Londra’da Avrupa turlarına başlayacak olan ikili, 23 Ekim’de de ilk albümleri olan Illuminations’ı sevenlerine sunacak. Yoğun bir sonbahar programı içinde olan Lusts’ı Birleşik Krallık, Hollanda, Almanya, İspanya veya Belçika’da görmek isteyen olursa bu linkten detaylara ulaşabilir.
Oldukça yeni oldukları için çevrede isimlerini duymak pek zor. Haklarında bilgi edinmek ise daha da zor. Bu nedenle Lusts hakkında yazmayı bir kenara bırakıp, onları dinlemeyi tercih edeceğim. Yeni başlayanlara tavsiyem sessiz bir gece yarısında Waves ile başlamak olur.
Umarım herkes bu kavurucu Ağustos sıcağında Lusts dinleyerek bir nebze serinler ve soğuk duygulara kendini hazırlar.