Adına bakınca bir meymenet yok gibi duruyor diyenler sizi şöyle alalım yolumuza diğerleriyle devam ediyoruz. Siz biliyor musunuz isimleri nereden geliyor ? Bu gençler neler yapabiliyorlar ? Meraklı insanseveriz biz. 2006 yılında vokalde ve gitarda Joey Stevens ile davulda Itaru De La Vega’nın bir araya gelmesiyle oluşuyor Rumspringa. Grubun ismi (Rumspringa) köken olarak, Amish isimli bir komünün, yetişkinlik evrelerinin ilk adımı olarak kabileyi bir süreliğine terk edip dışarıdaki hayatı deneyimlemeleri anlamına geliyor . John Lee Hooker, Canned Heat, Cream ile modern akımın arka planındaki anormal şuur durumları yaratan ritimlerin öncülerinden Michael Yonkers grubun izlediği yolda etkilendiği isimler arasında. Stevens, Rumspringa’nın müziğindeki insanı şoke ve huzursuz eden yerleri rock müziğin içimizdeki şeytanı dışarıya çıkarmasıyla özdeşleştiriyor, Amish kabilesinden ayrılıp gerçek dünyayı ve zevkleri tadan rumspringaların ruh hallerini temsil ettiklerini de ayrıca ekliyorlar. Yazıyı odanızda okurken birden gaza gelip camı açıp korna sesleri inşaat sesleriyle buluşan büyükşehir hayatı gençleri ! Bu o gerçek hayat değil, kapat o camı ! Çabuk gaza geliyorsun sen okumana bak şarkılarını dinle.. ‘
Los Angeles çıkışlı bu gençler gece sahne aldıkları barda Cantora Records’un sahibi Nick Panama’nın dikkatini çekiyor. Cantora Records ile kontrat imzalayan Rumspringa’nın sesi zamanla taa New York’a kadar gidiyor. Grup, 2008’de s/t EP isimli albümlerini çıkartıyor. Albümde Shake Them Loose Tonight ile Minds Awake başta olmak üzere toplam 6 parça başka bir deyişle 6 tane şeytan tüyü bulunuyor. Not olarak 2013’ü ilk çeyreğinde, diy-musician.com, Shake EM loose Tonight isimli parçayı yaratıcılığa karşı olan inancımızı geri getirecek 6 şarkıdan ilki olarak ilan etmiş durumda. Albümdeki parçalardan Skulls N Phones ile In The Jungle da dinlediğinizde sizi huylandırıcak, fenomeni olunabilecekler arasında.
20o9 yılında The FREE EP adlı ikinci albümlerine imza attıyorlar ve The Seeds – Can’t Seem To Make You Mine ‘ başarılı bir yorum getiriyorlar. MTV’de son zamanların en iyi Los Angeles çıkışlı grubu olarak gösteriliyorlar.
2010 yılında aralarına yeni eklenenler olucak derken Itaru De La Vega grubu terkediyor ve bölünüyorlar , sonra davulda Itaru yerine Andrew Parkers’ın gelmesi, Cecelia’nın Joey’e vokalde ve gitarda eşlik etmesi, Cardo’nun (bass) a eklenmesiyle grup yavaşça yeni bir hal alıyor. Sene 2010’da Sway isimli yeni bir albümlerine imza atıyorlar. Sway albümü çalışmaları sırasında stüdyoda The 400 Blows, The Breeders, The Health gibieski Los Angeles çıkışlı gruplardan etkileniyorlar. Katıldıkları bir animasyon festivalinde izledikleri Haunted Heart isimli animasyona bayılan grup videonun yapımcısı olan Winona Regan ile tanışıyor ve yeni albümlerindeki Triptych isimli parçaları için bir animasyon tadında bir klip çekme konusunda anlaşıyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=7zma6h6__rE
Grup, Sway albümünden sonra 2011 Aralık ayında Mosaic adlı albümlerini piyasaya sürüyor. Albümdeki parçalardan Insex nereye gideceğini kestiremediğiniz özel bir çalışmayken Spiral Jetty ve Heartbeat Drum’da tadılması gereken tatlılardan .Genel olarak albümü ele aldığımızda Pearl Jam, Chili Peppers havasını sezmek zor değil. Bakalım gençlerin sıradaki ilham kaynakları kim olucak ? Kimlerin etkisi altında kalıp bizi etki altında bırakıcaklar ? Bu virajlı yolu takipte kalmakta fayda var 🙂