Yaz sıcağı yükseldikçe yükseliyor. O değil de nem çok. Yok ondan değil de hakkaten nem çok. Otobüs durağında tam üç otobüs geliyor ve üçüne de binmekten son saniyede vazgeçiyorum. Tek başıma sinemaya gitme kararı alıyorum. İnsanlar çok acayip. Aşırı derecede acayip geliyorlar bana. Ama eminim içi tıka basa dolu olan otobüsten bakıldığında ben daha da acayip görünüyorum. Bir laf vardı; “İncitmelerimiz, incinmelerimizdendir.” Ya da böyle bir laf yoktur. Arkadaşım söylemiş olabilir. Artık böyle bir laf var diyebiliriz. Hatta daha doğru bir hale getirmem gerekirse, “Acayipleşmelerimiz, acayipleşmelerinizdendir.”
Jim Morrison dünyanın en haklı adamı olabilir. “People are strange” dedi ve kitabın kapağını pat diye kapattı. Her şey bu kadar basit. İnsanlar acayipti ve ötesi yoktu. Hala da yok.
29 Eylül’de yeni albümü ‘Give My Love To London’ı yayınlayacak olan Marianne Faithfull, arkadaşı (ve bir dönem sevgilisi de diyebiliriz) Jim Morrison’ın ölümüyle ilgili bir açıklama yaptı. Yıllar sonra gelen bu açıklama The Doors ve Jim Morrison hayranlarını şaşırttı. Marianne Faithfull’a göre, Jim Morrison’ın ölümüne sebep olan kişi, Marianne’in ünlülere uyuşturucu satıcılığı yapan eski sevgilisi! Morrison ve Marianne, 1971 yılında Paris’e gitmişler. Gider gitmez, Jean de Breiteuil yani Marianne’in eski sevgilisi, ikiliyi ziyarete gelmiş. Olayları önceden hissedebildiğini söyleyen Marianne Faithfull, hemen geri çekilmiş çünkü bir şeylerin ters gideceğini anlamış. “Jim Morrison, Jean de Breiteuil’den satın aldığı uyuşturucu her neyse, çok güçlü olduğu için bugün aramızda değil. Ama nereden bilsin. Tek doz yetmişti. Zavallı adam. Şimdi Jim’in ölümüyle alakası olan herkes öldü, ben hariç” diye sözlerini tamamlıyor.
Bence Jim Morrison’ı insanların acayipliği öldürdü, Marianne Faithfull da dahil!