RedBull.com ve Hey Douglas işbirliğiyle hayata geçirilen “İstiklal Re-Edit” projesi için sokağa çıkan ve Cadde’de bir duvarı boyayan Highero, yaklaşık 14 yıldır graffitiyle uğraşan bir sanatçı. Kendisi, Hey Douglas’ın müziği eşliğinde boyarken, VEYasin tarafından kameraya alındı.
Hey Douglas projesinin mimarı, Ankara çıkışlı hip hop ikilisi Mode XL’den VEYasin, Hey Douglas‘ın edit marifetlerini İstiklal Caddesi’ne uyguladı. Sokağın sesini görüntüyle eş zamanlı edit’leyerek yeni bir forma soktu. RedBull.com ve Hey Douglas işbirliğiyle hayata geçirilen İstiklal Re-Edit lansman partisi 22 Ekim‘de Kloster‘de gerçekleşecek.
Büyük bir fanı olduğu VEYasin‘le aynı projede yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Highero, İstiklal Caddesi duvarlarına aşina bir graffitici. “Ressamlar için galeri neyse, sokaklar da bizim için o” diyen sanatçı, graffitiye ilk olarak nasıl başladığını, müzikle ilişkisini ve yükselen sokak sanatı trendini ile ilgili soruları yanıtladı.
Ne zamandır duvar boyuyorsun?
2001’den beri graffiti yapıyorum. İlkokula giderken, bir tane belediyenin bahçesinde Mayk yazılı bir graffiti görmüştüm. Ben de o zamanlar arkadaşlarımın ismini yazıyorum, graffiti’den bir haber şekilde. Çocukluğumdan beri hep çizerdim ama o graffitiyi görünce renkler beni cezbetti ve gittim sprey boya aldım. Tabii istediğim gibi olmadı, çok kötü olmuştu. JR yazmıştım. Ralph JR diye sevdiğim bir sanatçı vardı, oradan esinlenmiştim.
İstiklal Caddesi’nde boyamak, farklı/özel bir his yaratıyor mu?
Benim için özel bir anlam ifade etmiyor aslında. Ressamlar galerilerde sergilerler işlerini, biz ise sokaklarda sergiliyoruz. O yüzden konum önemli. Bu açıdan İstiklal Caddesi’nin, Taksim’in önemli olduğunu söyleyebilirim, daha fazla insana ulaşılabildiği için. Türk halkına bu caddede tanıtabildik ve sevdirebildik graffitiyi.
Hey Douglas İstiklal Re-Edit projesi hakkında ne düşünüyorsun?
VEYasin’in en büyük hayranlarından biriyim ve onunla çalışacak olmak beni çok mutlu ediyor. Projenin kendi özelimdeki kısmında ise genelde realistik işler vermememe rağmen, bu kez öyle bir çalışma yaptığımı söyleyebilirim
Stilini nasıl tanımlarsın?
Aslında bir kalıbım var, keskin hatlara sahip. Farklı bir ışık sistemi kullanıyorum, Salvador Dali gibi diyebilirsiniz. Ben ondan farklı olarak ışık oyunları yapıyorum diyebilirim. Renkleri doğduğumdan beri seviyorum, kırmızı turuncu tonlar özellikle. Bunlar da canlı renkler olduğu için pozitif bir çağrışım yapıyor işlerim.
Graffiti ve sokak sanatı epey yükselişte. Nasıl değerlendiriyorsun ortamı?
Bu benim hoşuma gidiyor, ben yıllardır hak ettiğimiz şeyin bu olduğunu düşünüyordum zaten. Bu böyle olacaktı ve oldu. Daha işin başındayız tabii. Haytasın sen, git evin barkın yok mu diyen çıkabiliyor. İnsanların yapamadığını yapıyoruz, gece kimse sokakta değilken çıkıp boyuyoruz. Kimi sabah kalkıp küfrediyor, kimi “Helal!” diyor. Takdir edenler artsın istiyoruz.
Seninle aynı sanatı yapan sevdiğin beğendiğin isimler kimler?
Ömeria isimli graffiti sanatçısını seviyorum, o sokaklarda olmayı sevmiyor, legal yollarla boyamayı tercih ediyor. Onun dışında bir isim daha var, şu aralar Oli nickname’ini kullanıyor, pek kimse bilmez kim olduğunu. Yurtdışından ise 1Up diye bir grup var, bu işin ruhunu hala yaşayan. Bir de yine bu işi legal olarak yapan Sofles’i seviyorum. Bütün graffiti camiası onu takip eder.
Çizerken müzik dinlemeyi sever misin? Ne tür müzikler dinlersin?
Evet, çok severim. Kulaklığı takıp, kapüşonu indirip sadece önündeki duvarı görmek harika bir duygu. Rap dinliyorum genelde. Eminem hayranıyım. Türkçe ise Mode XL, Hayki, A.P.O. gibi isimleri seviyorum.
Kaynak: www.redbull.com.tr