Albüm Puanı: 6.5/10
Yayınlanma Tarihi: 9 Eylül 2014
Label: Soft Limit
Öne Çıkan Şarkılar:
1. All The Rage Back Home
2. Same Town New Story
3. My Desire
‘El Pintor’, İspanyolca’da ressam demektir. Hayır, 6 ay boyunca Portekiz’de kaldım ve İspanya’yı da ziyaret ettim diye bilmiyorum bunu, Google Translate’e baktım. Ben ressamlara hep saygı duymuşumdur. Yazarlara da tabii ki, ancak ressamlar her zaman için bana daha büyük hayranlık uyandırmışlardır. Bomboş bir kağıda, hiçbir kelime kullanmadan hikayeler yazmak, her baba yiğidin harcı değildir.
Şimdi albümümüzün ismi bu olunca, insan gerçekten merak ediyor. Acaba albümlerini bir ressamın titizliğinde yaptılar mı? Peki ya dinleyince insan gerçekten hayret edecek mi? Bu soruların hepsinin cevabını birazdan bulacağız. Şimdi, albümün şarkılarına geçmeden, eğer Interpol ile daha önce tanışmadıysanız, sizi şu yazıya alalım, okuyun bilgilenin öyle gelin:
Okudunuz geldiniz mi? Ya da önceden okumuş muydunuz? Yoksa “sen kimsin lan, ben Interpol’ün kitabını yazmış adamım” mı diyorsunuz? Hepsine tamam, hadi albüme geçelim. Şarkılara geçmeden önce söylenecek şey, albüm kapağı tabii ki. Bana kalırsa müthiş, kadınların ellerine bayılırım, burada da zarif elleri olan bir hatun kullanılmış. Başarılı.
“All The Rage Back Home”
“She said you don’t read minds, be patient, you won’t leave me shaken…”
Albümden çok daha önce çıkan ilk single. Büyük ihtimalle duymuş, dinlemişsinizdir. Ancak bütünlük olsun, aldım yine de buraya. Albümün bomba gibi olacağını gösteren bir fragman adeta. Çok iyi, enerjik, yaz aylarına uygun ancak Interpol hüznünden de nasibini almış bu parçayı, tüm gönül dostlarına armağan ediyorum.
“My Desire”
“In my desire, I’m a frustrated man, some of us ask for peace, do what we can…”
Şarkı ilk başlarken garip bir Türk ezgisi fark ettim ancak, çıkartamadım. Bildiğimiz bir şarkıya benziyor, çıkartırsanız bana da mesaj atın. Şarkının tümüne bakacak olursak, ne yazık ki başarısız. Ne sözleri, ne melodisi, ne düzenlemesi kendine bayıltacak türden. Olsun.
“Anywhere”
“You know all about me, that’s what so frightening…”
Çok tipik bir Interpol şarkısı; özlediğimiz türden, hızlı bir bass gitar başlangıcı ve Paul Banks’ın birden giren müthiş sesi. Yaz aylarına uygun bir şarkı, the ocean, I could go anywhere diye, tam konserlerde bağırmalık. Bir klasik olmayacak belki ama, kalbimizde yer etti şimdiden.
“Same Town New Story”
“She said: It feels like whole world upon my shoulders, feels like the all world coming down on me…”
Daha önce okuduğum El Pintor incelemelerinde (evet daha önce dolu okudum ama anca yazıyorum, tembel bir adamım ne yazık ki) en çok beğenilen şarkı buydu. Diğer kritik arkadaşlar yanılmış sayılmazlar, daha girişinden anlıyorsunuz bunun farklı, özel bir şarkı olduğunu. Interpol’e yakışan, yepyeni, başka hiçbir şarkıya benzemeyen bir melodi ve müthiş sözler. Keyfini çıkarın.
“My Blue Supreme”
“Love comes honey show it, so many of us glowing, this kind of shit don’t heal in a week…”
Dahi vokalimiz Paul Banks, bu şarkıya 2 farklı ton ile ses veriyor. İlki bildiğimiz, sert; her zamanki kendi sesi, diğeri ise (ne yazık ki) pek başaramadığı daha hafif, sakin bir ses. Bu şarkıyı ben pek beğenmedim, sizlere bırakıyorum tercihi.
“Breaker 1”
“You’ve seen the way how it happens right? This beast inside me…”
Sanırım bu şarkı Interpol’ün efsanesi Obstacle 1’a bir gönderme. Ama ayıp etmişler, ikisi arasında hiçbir ilgi alaka yok. Sadece müzikal ve sözsel anlamda demiyorum, istek bile aynı değil sanki. Paul bunu istemeden söylemiş birinin hatırına gibi görünüyor. Oturun sıfır.
“Ancient Ways (At The Station)”
“The city needs us and all our names, enterprise in her eyes (at the station)…”
Interpol denilen grup, sekiz (8) rakamına yeni bir anlam getirmiştir. Her zaman için, albümlerindeki 8. şarkıları o albümün yıldızı konumundadır (at the station). Turn On The Bright Lights’da Stella Was a Diver and She Was Always Down, Antics’de C’mere, Our Love To Admire’da Rest My Chemistry, Interpol’de ise müthiş Try It On. E şimdi bu albümün 8. Şarkısı olarak bunu mu uygun gördünüz (at the station)? Yazıklar olsun size (at the station…)!
“Tidal Wave”
“Oh what a sweet serenade, and world is still yours…”
Interpol şarkısı güzel mi değil mi daha en başından anlıyoruz, bunu fark ettim. İyi başlayan bir şarkının kötü çıkma olasılığı yok. Bu da onlardan, çok güzel başlıyor, Paul’ün yazdığı sözler fazla nev-i şahsına münasır, neyden bahsediyor pek bilmiyoruz, ama dinleyip acısına ortak olabiliriz.
“Twice As Hard”
“If these ties should signify my mistakes, please give me power…”
Bu çok da iyi olmayan albüm serüvenini bu harika şarkıyla kapatıp, sizin gönlünüzü almayı, Interpol’ün de benim gönlümü almasını isterdim ama ne yazık ki yine olmuyor. Tamam sözleri güzel, deneysel bir şeyler de yapmış çocuklar, hiç bildiğimiz tanıdığımız Interpol’e benzememiş, ama bir sığlık söz konusu. Olmamış işte. Silin baştan yapın.
Bitirirken
Interpol’ü çok sevdiğim için ağır konuşmuyorum, ancak olmamış bir albüm. İyi şarkı, tekrar tekrar dinleyeceğimiz şarkı yok mu? Var. Ama 2-3 taneyi geçmez. Gerisi vasat ve bildiğiniz kötü şarkılar. Halbuki All The Rage Back Home’u ilk dinlediğimizde nasıl heyecanlanmıştık. İlk albümden itibaren giderek üzdün bizi Interpol.
Not: Albümün 6. şarkısı Everything Is Wrong nedenini bilmediğim şekilde Youtube’da Türkiye’ye kapalı. O yüzden onu atladım.