Yılın en sevdiğim zamanlarından biridir sonu. Yeni yılda olmasını istediklerimizi ve geçen yılı düşünmek için uygun bir zaman. Tabi bütün bir yıl boyunca çıkan yeni albümleride unutmamak lazım.  Bu sene yayınlanmış olan, ve en çok dinlediğim 5 albümü sizlere anlatmak istedim. Güzel müzikler dinleyeceğimiz bir yıl olsun 2014. Mutlu yıllar 🙂

1- Arctic Monkeys – AM

arctic-monkeys-am-cover

2012 nin sonlarına doğru paylaştıkları, R U Mine? ile bizi bomba gibi bir albüm beklediğini anlamıştık. İki yıllık sessizliklerini bozdukları AM, Arctic Monkeys‘in ayaklarının sapa sağlam yere bastığını, kendilerini geliştirdiklerini, yeniliklerden kaçmadıklarını ama özlerini de unutmadıklarının bir kanıtı. Alex Turner‘ın yeni imajı da buna dahil tabii. Sözleriyle ve müziğiyle aşmış bir şarkı olduğunu düşündüğüm Do I Wanna Know albümün açılışına yakışır bir şarkı olmuş. Matt Helders’ın back vokalleri ise ayrı bir hava katmış. Hemen ardından gelen R U Mine? albümün en dinamik şarkılarından biri. Bunun nedeni ise gitar ve baterinin tek düzelikte olmaması. Sözlere diyecek laf yok tabiki. En son videosunu yayınladıkları One for the Road albümde temposu güzel şarkılardan. Hepimiz için tanıdık bir hikayeyi anlatan Why’d You Call Me When You Are High? müziğiyle ve klibiyle albümün en eğlenceli şarkısı. Başarılı bir introya sahip No1 Party Anthem piyano ile daha etkileyici bir hal almış. Alex Turner vokalinin zirve yaptığı bu şarkı, Cornerstone olma yolunda ilerliyebilir. I Wanna Be Yours bence albümün en hisli, en güzel aşk şarkısı. Sade müzik ve etkileyici şarkı sözleri Alex’in müthiş vokali ile buluşunca insanın aşık olası geliyor. Ayrıca kapanışa yakışır bir şarkı olmuş. Bu yıl her şarkısını defalarca dinlediğim -uzun bir süre daha dinleceğim sanırım- albümlerden biri oldu AM. Gerçekten çok iyi bir iş çıkardıklarını gösteren albümü listemde birinci sıraya yerleştiriyorum.

Öne çıkan şarkı: Do I Wanna Know

2- Vampire Weekend – Modern Vampires of the City

Vampire-Weekend-Modern-Vampires-of-the-4.21.2013.jph_

Vampire Weekend Contra’dan sonra geçen 3 seneyi harıl harıl çalışarak geçirdiğini Modern Vampires of the City albümü ile gözler önüne seriyor. Diğer iki albüm kadar hareketli bir albüm değil. Ama bu diğer ikisi daha iyiydi anlamına gelmiyor. Tam bir olgunluk albümü olmuş. Vampire Weekend, her albümünün sonunda dinleciye bir oyun oynuyor. Albümün kapanış şarkısı bir sonra ki albümün ilk şarkısının nasıl olacağına dair ipucu veriyor. Yani, The Kids Don’t Stand a Change‘den sonra Horchata, I Think Ur a Contra‘dan sonra Obvious Bicycle’ı dinlediğimizde aralarında ki bağı fark edebileceğimizi söylüyor grubun vokali Ezra Koenig. Genelde olgunluk, akıl ve yalnızlık temalı şarkılardan oluşan Modern Vampires of the City’nin açılışını, soft bir şekilde Obivious Bicyle yapıyor. Unbelievers piyano ile tempo artıyor ve hemen arkasından albümün en güzel şarkısı olan Step başlıyor. Bence senenin en güzel şarkılarından biri. Melodisi, sözleri herşeyi çok başarılı. Hatta gitarist Rostam Batmanglij’in söylemine göre Step’in vokal kayıtları yapılırken bir çok denemeye rağmen ilk demoda yapılan kayıtlar kullanılmış. Bu doğallığınında şarkıya etkisi hissediliyor. “Wisdom’s a gift, but you’d trade it for youth” gibi sağlam bir sözle devam eden bu yumuşak tempolu şarkısın ardından, genç ölmek mi uzun yaşamak mı sorununu eğlenceli bir şekilde dile getirildiği, albümün ikinci güzel şarkısı Diane Young geliyor. 70’lerin soundunu anımsatan Don’t Lie ve diğer bütün şarkılar… Gerçekten dinlemesi keyifli, çok başarılı bir albüm olmuş. İkinci sıraya yerleştiriyorum kendilerini.

Öne çıkan şarkı: Step

3- Nick Cave & The Bad Seeds – Push the Sky Away 

1112nickcave1_1

Nick Cave & The Bad Seeds 5 yıl aranın ardından ruhumuza dokunan şarkılarla dolu Push the Sky Away ile tekrar aramızda. Kuşkusuz senenin en sağlam albümlerinden biri. 2008’de Dig!!!, Lazarus, Dig!!! albümüne göre daha sakin ama şarkıların sözleri derin ve sert. Toplum,aşk,yalnızlık ve ahlak gibi olguların yer aldığı albümünün açılışını We No Who U R yapıyor. Bize ahlak olgusunu sorgulatan Jubilee Street‘in, albümde yer alan Finishing the Jubilee Street şarkısı ile arasında bir bağ bulunması Nick Cave’in şarkı yazma yeteneğinin kanıtı. Water Edge, We Real Cool, Higgs Boson Blues,Wide Lovely Eyes’da ki ağırlığı albümün kapanış parçası olan Push the Sky Away yumuşak bir şekilde sonlandırıyor. Bizde listenin üçüncü sırasına yerleştirdiğim Nick Cave’in etkleyici sesinden hikayeler dinlemeye devam ediyoruz.

Öne çıkan şarkı: Jubilee Street

4- Foals – Holy Fire

holy-fire-extralarge_1352916718282

Foals her albümde daha iyiye giden bir grup. Bu sene başında yayınladıkları Holy Fire ile arşivlerimize başarılı bir albüm daha eklediler. Aslında pek hakettiği ilgiyi gördüğünü sanmıyorum ama bence yılın en iyi albümlerinden biri. Melodi yaratma konusunda oldukça yetenekli olan bir gruptan kötü bir albüm beklenemez zaten. Albümün bir numarası olan Prelude, enstrümantal tarzıyla başarılı bir açılış yapıyor. Arkadan gelen albümün çıkış parçası Inhaler tam bir bomba. Holy Fire’ın, her açıdan en sağlam ve yüksek tempolu şarkısı. Inhaler’da ki tempo albümün üçüncü şarkısı My Number ile devam ediyor. Canım Yannis’i çöllere düşüren bir videoya sahip Bad Habit‘de albümün başarılı şarkılarından biri. Late Night, sözleri, inişli çıkışlı melodisi ve sona doğru başlayan gitar solosuyla albümdeki favori parçam. Birbirini takip eden, Out of the Woods, Milk & Black Spiders, Providence, Stepson ve Moon albümün diğer incileri. Bu yıl içinde dinlemekten en zevk aldığım albüm olan Holy Fire’ı listemde dördüncü sıraya yerleştiriyorum.

Öne çıkan şarkı: Inhaler

5- Kings of Leon – Mechanical Bull

mechanicbull-1379965737

Dağılacaklar söylentileri ile bizi üzen Kings of Leon bu yıl çıkardıkları Mechanical Bull ile gönlümüzü almayı başardı. 70’lerin melodilerinden beslenen şarkılarla dolu Mechanical Bull, uzun bir çalışmanın başarılı bir sonucu olmuş. Albümün hem açılış hem de çıkış parçası olan Supersoaker, introda duyduğumuz gitar rifflerinin arkasından gelen baskın davul ritimleri ve yer yer sert vokali ile albümdeki hareketli parçalardan biri. Supersoaker’ı takiben gelen Rock City başta bahsettiğim 70’lerin melodilerinden beslenmiş bir şarkı. Çok güzel bir soloya sahip Don’t Matter üçüncü sırada yerini alıyor. Beautiful War albümün en vurucu slow şarkısı. Albümüde ki favorim olan Wait for Me düşük temposu ve Caleb Followill’in başarılı vokali ile akılda kalıcı bir etki bırakıyor. Hemen arkasından gelen bol baslı Family Tree ile tempo yükseliyor.  Comeback Story, Tonight,Coming Back Again  ve  On the Chin ile çok soft bir kapanış yapılıyor. Bu başarılı albümü listemde beşinci sıraya yerleştiriyorum.

Öne çıkan şarkı: Supersoaker