Albüm Notu: 5,5/10
En Kral Şarkılar:
1- Holding On For Life
2- After The Disco
3- Perfect World
Nabza göre şerbet veren gruplar vardır, her tarzdan müzik dinleyicisine hitap ederler. Albümlerinde birden fazla tarzı harmanlayıp önümüze sunarlar, ‘yahu ne var içinde ver tarifini evde deneyelim bunu’ dedirten şarkıları yaparlar kısacası. Bu gruplar her türlü kalıba girebilir, hiç de yadırganmaz işte bunlardan biri de bana göre Broken Bells.
Proje deyince akla ilk gelen isim olmayı kafasına koymuş Danger Mouse ile gönüllerde yeri ayrı olan The Shins’in solisti James Mercer, Broken Bells olarak tekrardan ekip hazırlıklarını tamamlayıp 14 Ocak’da yayınladığı ilk single ‘Holding On For Life’ ile savunma durumundan kurtulup atak aşamasına geçiş yapmıştı. Grup ile aynı ismi taşıyan ilk albümleri ile biraz indie pop biraz 60’lardan 80’lere uzanan esintileri önümüze porsiyon halinde sunan grup ‘After The Disco’ ile de aynı çizgide ilerlemeye karar vermiş olacak ki yayınlanan ilk iki single’ı bize bunu gösteriyor. İlk albümlerinde yorgun ve acı dolu sözlerle bize yitip giden aşk şarkıları dinleten Broken Bells kendi detox’unu tamamlamış olacak ki baya bir arınmış, aydınlanmış ve neşeli bir açılış yaptı.
Her ne kadar birden fazla kitleye hitap eden bir yapısı da olsa karakterislik bir havaya sahip nadir gruplardan biri Broken Bells. Bu karakteristik sound’u korumak ve geliştirmek baya zor olsa gerek ki grup uzun sayılabilecek bir aradan sonra tekrardan stüdyoya girdi.
Dedik ya birbirinden farklı melodileri, hisleri ve esintiteri barındıran bir albüm After The Disco. The Beatles, Tame Impala ve The Libertine’dan oluşan yılbaşı özel paketi düşünün aynen öyle bir albüm bekliyor sizi. Açılışı ‘Perfect World’ ile yapıyoruz albümde intro görevini görecek bir şarkı niteliğinde. 60’lar psychedelic ile Berlin disco’larına uzanan bir yolculuk ‘Perfect Word’ ile başlıyor.
‘Perfect Word’ ile yaptığı açılışı ‘After The Disco’ ile çok güzel kurtarıyor Broken Bells. ‘After The Disco’ adı gibi tam bir disco sonrası şarkısı umarsız, gamsız ve vurdumduymaz. Üzerinde oynanmış ama hala ihtişamını koruyan ve 80’ler havasını sonuna kadar hissettiren bir yapıya sahip. Şarkının ilerleyen dakikalarında kendinizi dar mini etek,vatkalı ceket içinde kabarık saçlarla bulabileceğinizi garanti ediyoruz.
Kötü açılışdan sonra arçı sarsıntıları ardı ardına bize hissettiren bir liste ile karşı karşıya gibiyiz ”After The Disco’nun enerjisinden sonra karşımıza ‘Holding On For Life’ çıkıyor ve içimizden ‘Bu da mı gol değil hakim bey bu da mı?’ diye bağırmak geliyor. Albümdeki belki de en özel şarkı olma niteliğini taşıyor ‘Holding On For Life’, kendini hemen albümde farkettirebilen deneysel ve saykodelik bir havası var. Bu şarkıyla grup korunaklı yuvasından çıkma cesaretini göstermiş ve bilmediği topraklara ayak basmış ki iyi de yapmış.
Albümümde hissedilen melankoli ilk albüme gore daha az olsa da yine kendini belli etmeyi ihmal etmiyor ve melankoli yolculuğuna ara vermeden ‘Leave It Alone’ ile devam ediyor. Sağlam gitar riff’leri ile indie’den ziyade daha çok garage rock havası taşısa da hafiften The Shins’den izler barındıryor.
Adında anlaşılacağı üzerine 80’ler temalı bir Amerikan filmine soundtrack olacak alt yapıya sahip bir şarkı daha olmaya aday ‘The Remains Of Rock & Roll’ da psychedelic gecelerin kurtarıcısı olmaya aday.
İlk albümlerini yayınladıklarında büyük bir başarı yakalayan Broken Bells çoğu yan projenin yaşadığı makus kaderi yaşadı ve bana göre beklentileri karşılayamadı. İlk albümde hepsi birbirinden hit olan şarkılardan sonra ‘After The Disco’ çok zayıf bir album oldu benim gözümde. Her ne kadar son zamanlarda çıkan çoğu albüme göre başarılı bir albüm olsa da ilk albümden sonra dinleyici çok da tatmin etmeyen bir yapıya sahip. Maalesef Broken Bells kaleye çok yaklaştı ama gol atamadı.