Glitch Cake, Poyraz Aldemir ve Kat Tingum ikilisinin New York’ta hayata geçirdikleri bir elektronik müzik projesi. Kendisini İzmir’de yakalamışken birkaç soru sormayı ihmal etmedim.

Selam, öncelikle şunu sormak istiyorum, New York ‘ta hayat nasıl ?

P.A. : Selam, New York’ta hayat gerçekten çok hızlı akıyor, özellikle de sanat açısından konuşursak çok ama çok rekabetçi bir ortam var. Devamlı her alanda yeni şeyler deneniyor ve çıta her gün bir adım daha yükseğe çıkıyor. Bu nedenle alanınızda sadece iyi olmanız hiç birşey için yeterli değil, hem çok iyi hem de çok yenilikçi olmak gerekli. New York’un yaşam hızı ve rekabetçiliği benim 2008 yılında buraya yerleştiğimde dikkatimi çeken ilk özelliklerden birisi olmustu. Herkes devamlı aynı alanda yer alan yüzlerce kişinin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Daha önce yapılmış birşeyi çok iyi yapmak yeterli değil, kesinlikle daha önce yapılmamış şeyleri denemek gerekiyor. Ve ne yazık ki (aynı zamanda doğal olarak) bunu başarabilen kişilerin sayısı parmakla sayılabilecek kadar az. Hatta New York’ta öğrendiğim ve bu konuyu cok iyi özetlediğini düşündüğüm bir tabir var “Birilerinin askeri olma, kendi generalin ol”.

Bunların yanı sıra, bütün bu zorlukları bir kenara bırakırsak New York tam bir sanat şehri. Sanat ile ilgili aklınıza gelen herşeyi burda bulmak mümkün, özellikle benim ilgi alanımı oluşturan emprovize müzikler için dünyanın başkenti diyebilirim. Her sanatçının ve sanat severin burda bir süre zaman geçirmesini kesinlikle tavsiye ederim.

Kısaca Glitch Cake’in nasıl oluştuğundan bahseder misin?

P.A. : Glitch Cake, benim bir visual art projesinde Kat Tingum’la tanışmam ile basladı. İkimizinde konuk sanatçı olarak yer aldığı bu proje ile uğraşırken, müzikal alanda ne kadar çok ortak yönümüzün olduğunu fark ettik ve birlikte bir proje başlatmaya karar verdik, boylece Glitch Cake kurulmuş oldu, ilk başlarda Plastikman, Bjork, Thom Yorke, Einstürzende Neubauten gibi elektronik altyapili muziklerin değişik coverlarını yapmaya başladık. Sonra yavaş yavaş ikimizinde uzun zamandır üzerinde caliştiği kendi parçalarımızı birleştirip bir repertuar oluşturduk. Sanırım ilk yılımızı sadece stüdyoda birşeyler deneyerek ve yeni sound’lar arıyarak geçirdik, 2012 yılında ise New York sahnelerine giriş yaptık diyebilirim. Son iki yılımızı New York’ta sayısız bar programı ve birçok müzik festivalinde çalarak geçirdik. Geçtiğimiz yıl ise 4 parçalık “Memory Burn” isimli ilk EP’mizi çıkarttık. Bu EP birçok magazin ve internet sitelerinden çok iyi tepkiler aldi. Hatta EP’de bulunan “Ear Energy Drops” isimli parçamiz The Daily Guru tarafindan haftanın en iyi parçası seçildi. Ağustos ayında ise 5 parçalık “Calculated Crash” isimli ikinci EP’mizi tamamladık. Bu EP’de bazi değerli müzisyen arkadaşlarımız da konuk sanatçı olarak bize eşlik etti. Onur Gül ve Halil Çağlar Serin bas gitarda, Erman Türkeli ve Marcos Kuzka Cunha ise synthesizer’larda yer aldı. Yeni EP’mizin tamamlanışını  Brooklyn’de The Trash Bar’da yaptığımız EP Release Party ‘de kutladık. Bu yılda New York’ta konserlerimize devam edeceğiz. Şimdiye kadar Glitch Cake olarak Turkiye’de bir kere çalma firsatı bulabildik, umarım kısa zamanda bu fırsatı tekrar yakalarız. iki EP’mizi de Glitch Cake’in Bandcamp sayfasindan ucretsiz olarak dinleyebilirsiniz.

Peki sound’un oluşumunda önemli olduğunu düşündüğün etmenler neler ?

P.A. : Kendi sound’um kesinlikle dinlediğim bütün müzisyenlerin kendi kafamda yarattığım bir birleşimi. Her müzisyenin kendine has bir sound’u, müzik içinde bir hissiyatı vardır, olmak zorundadır. Ama aslında bu bizi biz yapan sound’umuz detaylı bir biçimde incelendiği zaman, o her küçük ayrıntının, fikrin, etkilendiğimiz bir başka müzisyenden geldiğini görebiliriz. Bu bazen açık bir şekilde anlaşılabilir, bazen de bu başkalarından alınan fikirler, üzerine kendi hissiyatımız eklendiği için gizlenebilir.

Bunun yanı sıra birlikte çaldığım her müzisyen ve müzik tarzı, sound’umu ister istemez etkiliyor. Benim davul çalmaya başladığım ilk zamanlardaki eğitimim o dönemki hocalarımdan dolayı hep caz üstüne oldu, o yüzden beynimin çok büyük bir kısmını içinde doğaçlama barındıran müzikler dolduruyor. Fakat New York’a taşındıtan sonra yoğun bir biçimde elektronik müzikle ilgilenmeye başladım, bu da benim müzisyenliğimi çok farklı bir boyuta taşıdı. Yıllarca süren caz eğitiminin verdiği doğaçlama ve serbestlikten sonra elektronik müziğin disiplini sound’umu şekillendirdi. Bilgisayar tabanlı  müziklerde çok yerinde bir disiplin olduğuna inanıyorum, bilgisayarda yapılan bir ritmi akustik bir enstruman da çaldığında bilgisayardan gelen sound’daki kesinlik ve temizlik, akustik enstrumana da yansıyor. Bazı  çaldığım  elektronik müziklerde insan ruhunun müziğe verdiği esnekliği ortadan kaldırıp, sanki ritmi ben değil de bilgisayar çalıyormuş gibi duyurmaya çalışıyorum.

Son zamanlarda seni derinden etkileyen müzisyenler kimler?

P.A. : Bu çok uzun olan listeyi akustik ve elektronik olarak ikiye ayırmam gerekecek. Akustik enstruman müzisyenleriyle başlarsam sanırım ilk sıraya 2010’dan beri birlikte çalışma fırsatı bulduğum Mark Guiliana’yı koymam gerekir. Mark bana müziğin içinde varlığından bile haberdar olmadığım şeyler öğretti. Onunla çalışabilme fırsatını yakaladığım için çok minnettarım. Son yıllarda en yakından takip ettiğim müzisyen olarak onu gösterebilirim. Mark’ın dışında bir kaç isim saymak gerekirse Chris Dave (özellikle Robert Glasper ile olan çalışmaları) Nate Wood, Ari Hoenig, Jason Lindner, Zach Danziger diyebilirim. Bu saydığım isimler bana göre kendi alanlarinda zirvede olan kişiler.

Elektronik müziklere gelince beni etkileyen ve yaptığı hemen hemen her şeyi takip etmeye calıştığım kişilerden bazılari ise Jan Jelinek, Nerve, Alva Noto, Trentemoller, Venetian Snares ve Amon Tobin diyebilirim.

Son olarak kısa vadede hayata geçirmek istediğin yeni plan ve projeler neler?

P.A. : Zamanımın büyük bir kısmı Glitch Cake üzerine çalışmakla geçiyor, bunun yanı sıra synth çalan bir arkadaşımla iki kişilik bir proje oluşturduk. Bu biraz daha davulculuğumun ön plana çıktığı bir proje olacak. Yaklaşık bir konserlik materyalimiz bile oldu elimizde. Bu proje de beni gerçekten heyecanlandırıyor, Glitch Cake’in haricinde bir yan proje olarak bu projeyi de devam ettirmek istiyorum. Bütün bunların haricinde Accidental Kicks adında bir solo projem de var. Kendi albümümü yapmaya çalışıyorum, bütün enstrümanlarını benim çaldığım 4-5 parçam hazır, ama bu daha çok zevk için yaptığım bir yan proje olduğu için biraz yavaş ilerliyor. Ne zaman biter bende bilmiyorum.

Bana zaman ayırdığınız için çok tesekkür ederim, umarım kısa zamanda görüşürüz.

Website | Bandcamp | Youtube | Facebook