Fotoğraflar: İş Sanat
Şu soğuk İstanbul günlerinde sıcak bir İspanyol akşamı yaşamadık da demeyiz neyse ki. İsmi dünya sınırlarını aşan değerli bir isim Paco Pena. Tıpkı çok yakında kaybettiğimiz Paco De Lucia gibi. İsmi Paco olanların ayrı bir müzikal tınısı var desek yanlış olmaz sanırım. Geçtiğimiz hafta, 77 yaşındaki Paco ekibiyle öyle bir büyüledi ki, ayağa kalkıp tempo tutmamak dans etmemek için kendimizi zor tuttuk. Öyle ki İş Sanat’ı tıklım tıklım dolduran izleyici zaman zaman alkışlayacağı yerde bir es verdi, konserin her anı iki eli birbirine ansızın değdi. Zira karşımızda sadece bir konser değil teatral bir şov izledik. Ekibiyle 1970’lerden beri Londra’daki Royal Festival Hall, Sadler’s Wells Theatre, Barbican gibi önemli sahnelerde düzenli performans sergileyen efsane, flamenko müziğine olan katkılarından dolayı İspanya Kralı, Juan Carlos tarafından liyakat nişanı ile onurlandırıldı.
Paco Pena’nın Flamencura projesi, tıpkı adı gibi dans, vokal ve gitarı temel alan bir proje. 8 kişilik ekibiyle bir resital sunan Paco, gitarını hayal gücünden alan mükemmel bir keskinlikle konuşturuyor. Müziğe aşık bu güzel insanlar dansın kıvrak ritmiyle keskin gitar ritmlerini birleştirip aslında hayatın kendisini yakalıyorlar. Yıllar önce Madrid’de meşhur İspanyol trajedisi Bodas De Sangre’yi izlediğim geceye gittim bir an. Ağıt, neşe, keder.. Ve yine hepsi Paco’nun gitarında, özenle seçilen o dansçılarının topuklarında sanki jilet gibi kesti geceyi. Bunca yılın enerjisi ve tecrübesiyle ve en çok da yenilikçi duruşuyla Paco Pena gönlümüzü fethetti. Alkış ve topuk sesleri hala kulağımda..
Bir teşekkür.. Maalesef ki ilk defa bir performans izlediğim, misafirperverliği ve ilgileriyle İş Sanat’a. Klasik müzik, caz ve dünya müziğinin önemli yıldızlarını bir araya getirdikleri güzel programları bundan böyle daha sık takip edilecek.