B
u yıl ilk defa düzenlenecek olan Zorlu PSM Caz Festivali, farklı müzik türlerini caz başlığı altında buluşturmanın yanı sıra konser programına ek olarak beyazperdenin müzik temalı yapımlarının yer alacağı ücretsiz film gösterimlerine de ev sahipliği yapacak. 3-12 Mayıs tarihleri arasında Zorlu PSM’de gerçekleşecek festivalin başrolde müziğin yer aldığı 10 filmlik seçkisini mercek altına aldık.
The Blues Brothers // 3 Mayıs Çarşamba // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
Ray Charles, Aretha Franklin ve James Brown gibi müzik efsanelerinin konuk oyuncu kontenjanında yer aldığı bir film düşünün ve içine ince ince işlenmiş mizah ile şahane müzikler ekleyin. Emmy ödüllü John Landis‘in yönetmenliğindeki The Blues Brothers, John Belushi ve Dan Aykroyd’un efsane oyunculukları ile The Blues Brothers, beyazperdedeki unutulmaz müzik filmlerinin başında geliyor.
Once // 4 Mayıs Perşembe // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
Başrolde müziğin yer aldığı filmler dendiğinde akla ilk gelen yönetmenlerden biri İrlandalı John Carney. En son Sing Street filmi ile 80’ler Dublin şehrinin müzik röntgenini çeken Carney’in 2007 yapımlı Once’ı, yetenekli müzisyenler Glen Hansard ve Markéta Irglová ilişkisinin yarı-biyografik hikayesine odaklanıyor.
Zidane: A 21st Century Portrait // 5 Mayıs Cuma // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
23 Nisan 2005’te gerçekleşen ve Real Madrid’in 2-1’lik üstünlüğüyle sonuçlanan Real Madrid – Villareal maçını konu alan Zidane: A 21st Century Portrait belgeselinde başrolü yüzyılın en yetenekli futbolcularından biri olan Zinedine Zidane ile Glasgow’lu ikonik post-rock grubu Mogwai paylaşıyor.
;
Whiplash // 6 Mayıs Cumartesi // Saat: 16:00 // Yer: Ana Tiyatro
Son olarak La La Land ile alınmadık Oscar bırakmayan Damien Chazelle‘in 2014 yapımlı Whiplash filmi, saygın bir konservatuvarda eğitim alan caz davulcusu Andrew’un yaşadıklarını konu alıyor. Daha açılış sahnesinde Andrew’in davuluna düşen ter damlalarına muazzam bir müziklerin eşlik ettiği Whiplash, J.K. Simmons’ın üstüne makale yazmaya layık oyunculuğu ile ayrı bir boyuta taşınıyor. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu ve En İyi Ses Miksajı dallarında Oscar’a kazanan Whiplash, perdenin arkasındaki sanatçılığı tüm gerçekliği ile yansıtan unutulmaz bir yapım.
20,000 Days On Earth // 6 Mayıs Cumartesi // Saat: 18:30 // Yer: Ana Tiyatro
Geçtiğimiz yıl 16. albümü “Skeleton Tree” ile aramıza geri dönen Nick Cave, tüm kariyerini zihnindeki dokunulmaz hatıralar ile aydınlatmış yaşayan bir efsane. Onun kendi korkuları, acıları ve heyecanları için yaşadığı 20,000 günü gerçek ve kurmaca bir senaryo üzerinden anlatan 20,000 Days On Earth, birçok soruya yanıt bulacağınız özgün belgesellerin başında geliyor.
Amy // 6 Mayıs Cumartesi // Saat: 20:30 // Yer: Ana Tiyatro
Daha önce 2010 yılında vizyona giren Senna filmi ile 2 BAFTA ödülünü cebine koyan ve biyografi filmlerindeki rüştünü ispatlayan İngiliz yönetmen Asif Kapadia‘nın elinden çıkan AMY, müzik dünyasının erken kayıpları arasında yerini alan şarkıcı/söz yazarı Amy Winehouse‘un hayatına ve kariyerindeki bilinmeyenlere odaklanıyor. 2011’de, henüz 27 yaşındayken hayatını kaybeden Amy Winehouse’un perde arkasında yalnızlığı ve medyanında yarattığı yıldırıcı baskıyı daha önce yayımlanmamış görüntülerle destekleyen film, her acıdan son yıllardaki en etkileyici belgesellerin başında geliyor.
All Things Must Pass: The Rise and Fall of Tower Records // 9 Mayıs Salı // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
Müzik endüstrisinin altın çağında yaşayan efsanevi Tower Records’ın yükseliş ve ardından düşüş hikayesine odaklanan All Things Must Pass, 60’lı yıllardan itibaren müzik sahnesinin değişimini plak şirketinin sınırları içinden anlatıyor. Tower Records’ın nevi şahsına münhasır kurucusu Russ Solomon‘ın müzik sahnesinde yarattığı etkileri anlatan Colin Hanks yönetmenliğindeki All Things Must Pass, plak dükkanlarını ve çevresinde şekillenen kültürü bilinmeyen yanlarıyla beyazperdeye taşıyor.
Searching for Sugar Man // 10 Mayıs Çarşamba // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
Searching for Sugar Man, folk ozanı Sixto Rodriguez’in 70’lerde Detroit’te başlayan sürprizlerle dolu hikayesini konu alıyor. Çıkardığı iki albümün ardından kariyerinin başında istediği başarıyı yakalayamayan ve ortadan kaybolan, hatta bu sebepten intihar ettiği iddia edilen müzisyen, 90’larda Güney Afrika’daki hayranlarının girişimiyle, kendini tekrar sahnede buluyor. Rodriguez’i hayranlarının gözünden ve kendi ağzından dinlememize olanak sağlayan Oscar ödüllü yapım, aynı zamanda sanatçının kariyerine Amerika’da ikinci bir baharın da kapılarını açtı.
Inside Llewyn Davis // 11 Mayıs Perşembe // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
60’lı yıllarda New York. Manhattan’ın hareketli müzik piyasasında tutunmaya çalışan genç Llewyn Davis, sırtında gitarı ve elinde kedisiyle, Greenwich Village sokaklarında oradan oraya sürüklenmektedir. Tek hedefiyse, dönemin önemli menajerlerinden Bud Grossman’a plağının bir kopyasını dinletmektir. Coen Kardeşler’in odağından çıkan müzik ve dramı harmanlayan bu yapım, ünlü folk müzisyeni Dave Van Ronk’un yaşamından ilhamla yola çıkıyor. 2013 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilen filmde, Oscar Isaac, Justin Timberlake, John Goodman ve Carey Mulligan gibi isimleri izliyoruz.
De-Lovely // 12 Mayıs Cuma // Saat: 20:00 // Yer: Amfi
20. yüzyılın ilk yarısında besteleriyle büyük başarı yakalayan Amerikalı müzisyen Cole Porter’ın hikayesini, eşi ve ilham perisi Linda Lee Porter’la yaşadığı karmaşık ilişkiyi ve unutulmaz eserlerini odağına alan De-Lovely, Porter’a daha yakından bir bakış atmamızı sağlıyor. Yönetmen koltuğunda Irwin Winkler’ın bulunduğu filmin senaryosu da The Age of Innocence ve Gangs of New York gibi yapımlarla iki kez Oscar’a aday gösterilen adaylığı bulunan Jay Cocks tarafından kaleme alınmış.
Festival dahilinde gerçekleşecek tüm etkinlikleri bir arayada görmek isteyenleri buraya, “Bana gün gün, saat saat programı göster.” diyenleri ise aşağıya alalım.