[vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_empty_space height=”32px”][vc_column_text css_animation=”bottom-to-top”]5. yılına ulaşan ve yaza girmeden önceki dönemeçte yerini alan Babylon Soundgarden, 23 Mayıs Cumartesi günü 4 farklı sahnesinden yayılan müzikle sıcak havaların ilk habercisi oldu.

Parkorman‘ın festival alanı olarak kullanılmaz duruma gelmesinin ardından yıl içinde Babylon ekibinin, yaz mevsiminde İstanbulluların kısa süreli şehirden kaçışlarına ev sahipliği yapan Kilyos sahilinde yeni mekan açma hazırlandığı duyurulmuştu.

Festival öncesinde pek bilgi verilmeyen yeni tesisin tüm sezonlarda kullanılacağını ve bundan sonra Babylon’un kalıcı mekanları arasında yer alacağını öğrenmiştik.

10. yılını kutlayan Chill Out festivalinin ilk günü ile çakışan Babylon Soundgarden, her ne kadar boynumuzu bükse de yeni mekan, deniz, kum, güneş üçlüsü ile gönlümüzü çalmayı başardı. Şimdi sırada geldi organizasyon notlarıyla beraber ne oldu ne bitti faslına. Buyursunlar;[/vc_column_text][vc_empty_space height=”32px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_single_image border_color=”grey” img_link_target=”_self” image=”38354″ css_animation=”appear” img_size=”full”][vc_empty_space height=”20px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/3″][vc_column_text css_animation=”left-to-right”]

Kilyos Sahnesi

16.30 – Mode XL
18.00 – Orlando Julius & The Heliocentrics
19. 55 Anna Calvi
21.40 Maverick Sabre
23.10 Wild Beasts


Festival öncesinde yeni albümü ‘Mevzu Makamı’nın lansmanı için Babylon’u tıklım tıklım dolduran Mode XL, Soundgarden Kilyos sahnesinin açılışını da yaptı. Tepede güneşin olması, denizin ve kumum cazipliği sebebiyle çok kalabalık bir kitleye çalmasalar da 6 kişilik bir ekiple sahneye çıkan grup, yıllarca zihinlerde canlanan beat üzerine yazılan hip hop algısını yıkmayı başardı ve festival ortamına adapte olabileceklerini bizlere gösterdi.

Mode XL gibi yıl içinde Babylon’da performans sergilemiş gruplardan biri olan  Orlando Julius & The Heliocentrics, funk, soul, world müzik eksininde toplanan müzikleri ile özellikle çimlere uzanıp yazın habercisi bir günün keyifini çıkaran festival katılımcılarını eğlendirmeyi başardı.

Açıkçası festivalde en çok merak ettiğim isimler arasında yer alan Maverick Sabre‘nin akustik performansla karşımıza çıkması ve bunun hiç bir yerde belirtilmemesi büyük hayal kırıklığıydı benim için. Vokal yeteneğiyle baş başa bırakıldığımız Maverick Sabre, soul eksenli performansı bizden geçer not alsa da sahne önünde sadece ufak bir kitleyi toplayabildi.

Geçenin ağır toplarından biri olan Wild Beast‘in performansını uzaktan ve kısa süreli dinledim. Fakat havanın kararması ve festivalde diğer sahnelerde yer alan hareketli müziğin cazibesinden dolayı o da Maverick Sabre gibi dar bir kitleye performans sergilemek zorunda kaldı.[/vc_column_text][/vc_column][vc_column width=”1/3″][vc_column_text css_animation=”bottom-to-top”]

Radyo Babylon Sahnesi

16.00 Baths
17.30 Ayyuka
19.00 Gaye Su Akyol
20.30 GOAT
22.15 Totally Enormous Extinct Dinosaurs (DJ Set)


Bu sahne festival alanının konum olarak en yüksek sahnesi olmasının yanında en büyük ikinci sahnesi olarak kurgulanmış. Benim Radyo Babylon sahnesinde ilk dinlediğim isim Gaye Su Akyol oldu. Sezon içindeki Babylon konserleri de dolu geçen Gaye Su Akyol, yine hatırı sayılır bir kitleye çaldı. Bu sezon bir çok festivalde sahne alan Gaye Su Akyol, anlaşılan tek albümüyle sadık bir dinleyici kitlesi oluşturmayı başarmış.

Gaye Su Akyol sonrası sahneyi İsveçli alternatif ve deneysel fusion müzik topluluğu GOAT aldı. Geçer not almayı başarmış iki albümlük arşivleri ile sahne alan grup, enerjisi yüksek bir performansa imza atıp neden bir çok büyük festivalde sahne aldıklarını bizlere göstermiş oldu.

Havanın iyice kararmasıyla yerinde duramayıp hareket isteyen ayakların beklediği isimlerden biri olan Totally Enormous Extinct Dinosaurs, (T.E.E.D), daha çok indie electronic, house müzik çevresinde dolaşan kimliğini festival girişinde bırakıp tech house maskesiyle karşımıza çıktı. Açık alanda dans etmeyi özleyenleri fazlasıyla tatmin eden T.E.E.D, festivalin kendi adıma en tatminkar performanslarından birine imza attı.

[/vc_column_text][/vc_column][vc_column width=”1/3″][vc_column_text css_animation=”right-to-left”]

İstanbul Sahnesi

15.30 TSU!
16.30 Nilipek
17.30 Can Kazaz
18.35 Kalben
19.40 Selim Saraçoğlu


Konum itibariyle en sessiz ve huzurlu festival sahnesi olan İstanbul sahnesi, müzikal olarak da aynı çizgiye sahipti. Son dönemin çıkış yapan müzisyenlerinden biri olan Kalben, gitarı ve anlatacak hikayeleri ile ‘bir tatlı huzur almayan geldim’ moduna sahip dinleyicilerini fazlasıyla tatmin etti.

Kalben sonrası sahneyi devralan Selin Saraçoğlu, gün batımında söylemeye başladığı şarkılarıyla kendisine eşlik dinleyiciler ile İstanbul sahnesinin kapanışını kaptı. Kendisin vokal performansını pek bir beğendiğimi söylemem lazım.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_empty_space height=”32px”][vc_single_image border_color=”grey” img_link_target=”_self” image=”38358″ css_animation=”appear” img_size=”full”][vc_empty_space height=”32px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″ css=”.vc_custom_1433328901293{margin-bottom: 10px !important;border-bottom-width: 10px !important;padding-bottom: 10px !important;}”][vc_column_text css_animation=”appear”]

Red Bull Music Academy Sahnesi

15.00 Kerem Akdağ
16.00 Ah! Kosmos
17.05 Dengue Dengue Dengue
19.05 Zahed Sultan
20.20 Mo Kolours
22.10 Acid Arab
23.20 Nathan Fake
00.25 Kim Ann Foxman
02.25 Ece Özel

[/vc_column_text][/vc_column][vc_column][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/2″][vc_column_text css_animation=”left-to-right”]Festivalin ilk ve son müzik yayını yapılan ve tek kumsala yerleşen alanı olan RBMA sahnesinin açılışı kendi adıma Ah! Kosmos ile oldu. Daha iyi bir performans saati seçilebileceğini düşündüğüm Ah! Kosmos, yeni çıkan albümü ‘Bastard’dan şarkılarını Karadeniz’e karşı çaldı. Bu ay RBMA’nin en büyük sahnesinin kurulduğu Sonar Festival‘de sahne alacak Ah! Kosmos’a buradan uğurlar olsun dedikten sonra sıradaki isim Dengue Dengue Dengue geçelim!

Perulu Felipe Salmón & Rafael Pereira ikilisinin oluşturduğu Dengue Dengue Dengue projesi, bas temeli üzerine kurulan geniş yelpazeli müzikleri ve iyi derecedeki mash-up yetenekleri ile keyifli bir set çaldı. Sahneler arası trafikte maaselef Zahed Sultan‘ı kaçırdım. Tekrar geri geldiğimde ise kabinde Mo Kolours vardı.

[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/2″][vc_column_text css_animation=”right-to-left”]Festival öncesi bir çok şarkısını dinlediğim Mo Kolours, canlı performansında birazcık the Gaslamb Killer‘dan rol çalmaya çalışınca ve bunu da bana göre yapamayınca gözümden düştü. Biraz sabretmeye çalıştım ama maalesef kendisiyle barışamadık.

RBMA sahnesinin en çok merak ettiğim ismi olan Nathan Fake, IDM ve techno arasında gidip gelen, alışılmışın çok dışındaki ses kompozisyonu ile kendi adıma gecenin en özel performanslarından birine imza attı. Hatta kum zeminde dans etmekten dolayı ertesi gün ağrıyan baldırlarımın tek sorumlusu kendisi. Ayrıca Nathan Fake, benim için Soundgarden’ın kapanış performansı olarak etiketlendi.

[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”32px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_single_image border_color=”grey” img_link_target=”_self” image=”38360″ css_animation=”appear” img_size=”full”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_empty_space height=”32px”][vc_column_text css=”.vc_custom_1433328930921{margin-bottom: 10px !important;border-bottom-width: 10px !important;padding-bottom: 10px !important;}”]

ORGANİZASYON NOKTALARI

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″ css=”.vc_custom_1433328984487{margin-bottom: 10px !important;border-bottom-width: 10px !important;padding-bottom: 10px !important;}”][vc_column_text css_animation=”appear”]

  • Tarih çakışmasını bir çok defa dile getirdim ama yeniden söylemekte fayda var. 5. ve 10. yılını dolduran festivallerin çakışmaması/çakıştırılmaması gerekir.
  • Festival, alan olarak 4 sahneyi kaldırabilecek büyüklükte olsa da dinleyicilerin dağılımına baktığımızda 4 sahnenin fazla olduğunu söylemek mümkün.
  • Bunun nasıl önüne geçilir bilmiyorum ama yine performans dinlerken buram buram yemek kokusu aldık.
  • Festival alanındaki inşaatın tam olarak bitmediği anlaşılıyordu. Bazı yerler kullanıma kapalıydı. Neden yetiştirelemediğini merak etmiyor değilim.
  • Koca festival alanı için bir genel tuvaletin kurulması bunun da soyunma kabinleri ile aynı yerde tutulması çok uzun kuyruklara neden oldu. Festival alanının en yoğun olduğu zamanda çokça vakit kaybettirdi.
  • Geri dönüş için ayarlanan servislerin hiçbiri verimli çalışmadı. Bu sebepten ötürü ya uzun süre beklemek zorunda kalındı ya da insanlar (benim gibi) hiç ışığın olmadığı bir yolda 25 dk yürümek zorunda bırakıldı. Ne kadar iyi festival olursa olsun insanları geri dönüş yolunda mutlu edemezseniz tüm hatırlanan o çile olur. Lokasyonun yeni olması bir gerekçe olabilir ama Babylon tecrübesindeki bir organizasyonun bunu çözmesi gerekirdi.
  • Saat 9’dan sonra kokteyl satışında biten içkilerden dolayı aksamalar oldu ve gece boyunca da düzelmedi. Bir festivalde bira dışında alternatif içkilerin bu kadar erken bir saatte bitmesi olumsuz bir durum.
  • Alanda dinlenmek için hazırlanmış yer sayısı fazlaydı. Onca kalabalığa rağmen bu ihtiyacını gideremeyen yoktur diye düşünüyorum.
  • Çoklu sahnenin olduğu festivallerde en büyük sıkıntılardan biri de seslerin karışmasıdır. Babylon Soundgarden’da 4 sahnede de başka bir ses duymuyordunuz.
  • Festivalde yeteri kadar aktivite alanı vardı. Müzik dışında keyifli vakit geçirmek isteyenler tatmin olmuştur diye düşünüyorum.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_gallery type=”nivo” onclick=”link_image” custom_links_target=”_self” interval=”3″ images=”38384,38382,38385,38386,38398,38395,38396,38405,38389,38392,38397,38388,38400,38383,38387,38390,38391,38393,38394,38399,38401,38402,38403,38404,38406″ img_size=”full”][/vc_column][/vc_row]