Bazı albümler vardır söylemek istediğiniz şeyleri sizin yerinize söyleyen şarkılarla doludur. Her bir dizesinde yada melodisinde derin düşüncelere daldırır, hayal kurdurur hatta bazen umutlu hissettirir ya da her şeyi daha da karışık hale getirir. Bütün bunların bir arada olduğu nadide albümlerden biridir Bloom.  2004 yılında Victoria Legrand ve Alex Scally tarafından kurulan ve dream-pop  deyince ilk akla gelen gruplardan biri olan Beach House, 2012 yılında yayınladıkları Bloom ile gönülleri ve listeleri feth ederek favori albümlerimizden biri olmayı başarmıştır.

Albümün açılışını piyasaya sürülen ilk single olan Myth yapıyor. Ruhani melodisi ve Victoria’nın büyüleyici sesi ile daha ilk şarkıda bizi yakalamayı başarıyor. Albümdeki parçaların melodik açıdan birbirlerine benzemeleri sanki bir hikayeyi dinliyormuşuz hissiyatı yaratıyor. Albümden çıkan 2. single olan Lazuli ise favori şarkılarımdan biri. Sözlerde geçen Lapis Lazuli ifadesi; Eski Mısırlılara göre doğruluğu temsil eden ve rüyasında Lapis rengini görenlerin yakın zamanda sonsuza kadar aşık olacağına inandıkları, büyüsel bir çekimi olan kıymetli taştır. Yıldızlı gökyüzüne benzeyen bu taş şarkının sözlerine,melodisine ve hatta video klibine bile mistik bir hava katmayı başarmış.

Hemen arkasından gelen Other People,  çok sevdiğimiz ve bir daha ne zaman göreceğinizi bilemediğiniz arkadaşınıza veda ederken sıkıca sarıldığınız anın şarkısıdır. “Right place at the wrong time”… Gerçekten insanın kalbine dokunan sayılı şarkılardan biridir bence.

Albümdeki bir diğer favori parçam ise Troublemaker.  Bu şarkı sanki Other People’ın devamı gibi. Sarılarak veda ettiğimiz arkadaşımızı “Always, always a face to remind me, someone like you” diyerek bize hatırlatıyor. Albümün sonuna doğru New Year‘ın dingin melodisi ile başka dünyalarda buluyoruz kendimizi. Ve sırada, bence albümün hatta Beach House’un bu zamana kadar yaptığı en güzel şarkı Wishes var.  Sakin bir şekilde başlayan Wishes 2. dakkikasında dahil olan gitar riffleri ve arkasından “One in your life, It happens one and rarely twice” diyerek haykıran Victoria’nın etkileyici vokali  ile devam edip, yine sakin bir şekilde son buluyor. Ayrıca “One in your life, It happens one and rarely twice” ‘da efsane bir söz değildir de nedir sayın dinleyenler!  Rüya gibi şarkı On the Sea ve albümün son gizemli şarkısı Irene ile hikayemiz burada bitiyor.

Sonuç olarak; yetenekli bir grup  ve mükemmel bir albüm. Dinleyiniz, dinlettiriniz !